1. son zamanların en büyük esnaflığına sahne olmuş mekan.

    bir royal opera house prodüksiyonu olarak insanlara lanse edilen puccini - la boheme projesinin koro partilerinin boğaziçi caz korosu'nun ellerinden öpmesi, bu yetmiyormuş gibi orkestranın da tugfo olması amatör ruhun başarabileceklerini gösterme maksadından çok uzaktır. evet efendim, mesele tamamen duygusal. koroyu bedavaya getirmek için kapı kapı dolaşan prodüksiyon ekibinin son çare olarak boğaziçi caz korosunun kapısını çalması ve -söylentilere göre- koro şefinin 8 bin"cik" karşılığında korosunu bu projeye gönüllü olarak vermesi söz konusu. puccini partilerinin yalnızca vokal olarak altından kalkabilmek bir kenara dursun, puccini'nin kim olduğunu, neyin nesi olduğunu bildiğinden dahi şüpheli olduğum bir ekiple boheme çıkarmaya cesaret etmek... işte bu iyimserliğe hayranız sevgili sözlük! hayır, yanarım yanarım da ikinci perdede yaşanan rezaleti izlemek için 350 tl veren bir finansal coşku halimin olmayışına yanarım. hadi eserin icrasına dair çekinceleri bir kenara bırakalım;

    a arkadaşım, hiç mi duymadınız sağdan soldan bu meretin yalnızca notayı okumaktan ibaret olmadığını, oyunculuğuydu, nazariyatıydı, kültürel derinliğiydi, bir sürü konuda uzmanlaşmış insanlara ihtiyaç duyulduğunu? hep mi orkestra önünde smokiniyle şarkı söyleyen amcalar, teyzeler gördünüz? bir kere olsun oturup da bir opera izlemediniz? bu işin temeli bile 6 yıl sürerken, bir hocaya ihtiyaç duymaksızın kendi gelişim sürecini ve kariyerini idare edebilecek kıvama gelmek helalinden bi 20 yıl isterken, toplu taşıma araçlarında akor tınlatabilmenin bu işe yetmeyeceğini hiç mi düşünmediniz? sizin danışman kadronuzun da... neyse.

    işin etik boyutuna gelelim;

    siz cebinize üç beş kuruş daha fazla atacaksınız, masraflardan kısacaksınız diye onca opera eğitimi almış insana hakaret eder gibi tam anlamıyla bir acemiler ordusunu sahneye sürmenizi bile anlayışla karşılayabilirim (bak haklı görürüm demiyorum, anlarım diyorum yalnızca) dininizin imanınızın para olduğunu bildiğimden ama covent garden'da binbir emek, binbir türlü profesyonellik örneği ile sahnelenen bir projeyi böyle bir ekiple sahneye koyarak "aha bak bizim memlekette çıkabilecek en elit kadro budur, sizinki gibi prestijli bi projeye ancak böylesi yakışır" diyebilme yüzsüzlüğünü nasıl gösteriyorsunuz, gerçekten derin merak içerisindeyim. adamlara bu memleketin operaya dair top noktasını gösterme misyonunu taşıyor bu 350 liralık biletleri olan proje, bizim esnafların yaptığına bak. ulan öyle patriotik duyguları falan olan biri de değilim ama ülkenin, camianın saygınlığını ayaklar altına almaktan başka bir şeye yorulmuyor ki bu yapılan!

    sabahlara kadar kusarım şuraya içimdeki her şeyi ama yazdıkça yaylarım gevşiyor, söylemek istediklerimi daha bir sansürsüz, daha bir filtresiz yazmaya başlıyorum. zülf-i yare dokunmadan keseyim.

    son olarak; che gelida manina?! biraz para tutuşturalım da ısınsınlar.