1. zürafaların boynunun nasıl uzadığıyla ilgili fikri ilk ortaya atan bilim insanı lamarck'tır.

    -lamarck dedi ki: zürafalar yukarıdaki yiyeceklere ulaşmak için sürekli yukarılara uzandılar ve bu yüzden de boyunları her geçen gün uzadı. (basit tanımlama ile ifadesi, kullanılan organlar gelişir, kullanılmayan organlar körelir.) ve tanımlamanın yanlış olduğu darwin'in açıklamalarıyla çok net bir şekilde görüldü. darwin dışında august weisman'ın açıklamaları da lamarck görüşünün yanlışlığını ortaya koymuştur.

    darwin dedi ki: her canlı türünde varyasyon olduğu gibi zürafalar arasında da hem uzun boyunlular hem de kısa boyunlular vardı. fakat uzun boyunluların daha fazla yiyecek yeme ve bulma imkanları olduğu için uzun boyunluların hayatta kalma olasılığı daha fazladır. daha fazla hayatta kaldıkları için daha fazla döl bırakırlar ve bu yüzden de uzun boyunluların sayısı her geçen gün artar. kısa boyunluların ki de her geçen gün azalır. uzunca bir süre darwin'in teorisi kabul gördü. fakat yakın zamanda yapılan bilimsel deneyler sonucu bunun da doğru/yeterli bir tanımlama olmadığı ortaya çıktı.

    "şuan" kabul edilen "en doğru" görüş diyor ki: zürafalar arasında da bir çok canlı türünde olduğu gibi çiftleşme dönemlerinde erkekler arası rekabet vardır. ve bu rekabetler incelendiğinde boyunlarını çarpıştırarak rekabet eden zürafalarda avantajlı olanların(kazananların) "uzun ve kalın boyunlu" olanlar olduğu görülmüştür. rekabetleri kazanan uzun ve kalın boyunlu zürafalar dişisiyle ilişkiye girerek döllerini bir sonraki nesle aktarabiliyorlar. ve yüz yıllarca zürafaların uzun ve kalın boyunlu olanları bu şekilde döllerini aktardıkları için bugün zürafalar uzun boyunlular.

    not: darwin'in yaptığı bir tanımlamanın yanlış olması söylediği şeyleri çürütebilecek nitelikte değildir. zira son yapılan açıklama darwin'in evrim mekanizmalarından biri olarak açıkladığı "seksüel seçilimle" ispatlanıyor zaten.
  2. bu soru sorulduğunda liselerde ve diğer klasik eğitim verilen yerlerde charles darwin ve jean-baptiste lamarck'ın hipotezleri ortaya sürülür ve darwin'in görüşünün doğru olduğu, lamarck'ınkinin geçerli olmadığı söylenir.

    bugün bilimin geldiği seviyeyle diyebiliyoruz ki: lamarck da en az darwin kadar haklı.

    (bkz: epigenetik) son yıllarda yapılan araştırmalara göre yaptığınız şeylerin dna üzerinde çeşitli etkileri olduğu anlaşıldı. yani siz bir ömür boyu yukarıdaki dallara uzanmaya çalışırsanız, dna çeşitli mekanizmalar yoluyla boynunuzu uzatacak genlerin ekspresyonunu artırır. mesela dna üzerinde bir gen bölgesinin metillenmesi (ch3- eklenmesi) o geni inaktif hale getiriyor. asetillenmesi ise genin daha çok çalışmasını sağlıyor. dna bu düzenlemeyi yapabilecek potansiyelde bir molekül. yazılım-donanım gibi düşünebilirsiniz. dna donanım ise, epigenetik yazılımdır. bu mekanizmayı nesilden nesle doğal seçilim ile birlikte düşünürseniz lamarck'ın dolaylı yoldan da olsa haklı olduğu görülebilir.

    yani zürafanın boynu dna'daki epigenetik değişimlerle uzaması için uyarıldı. sonra bir dişi zürafa güçlü olduğunu düşündüğü boynu uzun zürafa ile çiftlesti. oluşan yeni zürafa babasından geçen faktörlere eklemeler yaparak başka bir dişi ile çiftlesti. böyle böyle devam eden süreçte boynu kısa olan zürafalar seçilim ile elendiler ve genlerini sonraki nesillere aktaramadılar. dolayısıyla her nesil, biraz daha uzun olmaya başladı ve bir dengeye ulaşınca durdu. ağaçlar 5 değil 10 metre olurlarsa, zürafalar yine aynı mekanizma ile boylarını uzatacaklar ve bu böyle devam edecek.
  3. kullanılmayan organ körelir derler. evet doğrudur. antropologlar küçük ayak parmağımızın zamanla küçülüp düşeceğini söylüyorlar ama ne kadar sürer bu bilemiyorum. hoş öyle olsa güzel olur mu o da ayrı mesele. zürafaların çevresel faktörler nedeni ile uzanmaları muazzam bir şeklide genlerine de yansımış. günümüzde düşük bel pantolonlar moda olduğu için genç kızların beli eski nesle göre daha kalınmış. çevresel faktörler insan ya da hayvan bedeni üzerinde gerçekten çok etkili.
    dreng
  4. basketbol oynayarak