1. bütün sınav sistemlerinin değiştiği o lanetli kuşağın bir üyesi olarak peygamber sabrı olanlar için bu sınavlarla ilgili bir şeyler söylemek istiyorum.

    dediğim gibi, yaşımı belli edecek biraz ama, ilk ygs'ye ben girdim. şu an dershane sistemi bizim zamanımızdaki gibi değil sanırım. nasıl kulup uyduruluyor pek bir fikrim olmasa da mutlaka okul dışı bir disiplinle beraber çalışıyor olduğunuzu düşünüyorum. eğer bu disiplin etkin bir şekilde sağlanıyorsa sınavı birkaç parçaya bölmek eski öss sistemine göre bir nebze daha iyi. (tabii çileyi hep eşit ağırlık öğrencileri çekiyor o ayrı)

    öncelikle şu an sınavdan ötürü moraliniz bozuksa hemen bu psikolojiden kurtulun. her ne kadar çalışırsanız çalışın üniversiteye geldiğinizde ben nasıl oldu da böyle dandik bir sınavdan böyle bir başarısızlık gösterdim diyeceksiniz, o kesin. bu sınavlar bu yaşta göğüslenmek için hiç uygun sınavlar değil. mental olarak ne kadar gelişmiş gençler olursanız olun, üzgünüm ama küçüksünüz. ve çok şeyle mücadele etmek durumundasınız. bu kötü bir şey değil. her zaman söylerim, bir lise son öğrencisi, bir üniversite bir öğrencisinden çok çok çok küçüktür. elinizden gelenin en iyisini yapmaya elbette gayret gösterin. mümkün olduğunca pişman olmamaya çalışın. büyük şehirlerde okumak tabii ki daha fazla avantaj sağlıyor, yalan yok. ama bu demek değildir ki aksi durumlarda dünyanız başınıza yıkılacak.

    lise sınavlarına hazırlandığım sırada benimle aynı ayarda bazı arkadaşlarım çok daha iyi liselere gittiler, bazılarıysa en kötü anadolu lisesine dahi giremeyerek düz liseye gitti. (anadolu lisesi kazanmanın önemli olduğu yıllardı) üniversitede bu dengeler yeniden değişti. hepimizin teker teker iş yaşamına atıldığı şu zamanlar yine aynı şekilde.

    benim ygs sonucum fena değildi. lys'lerim korkunçtu. (genelde tam tersi olur) türev ve integralin aslında ne demek olduğunu üniversitede ancak öğrenebildim. gerçekten iyi olduğunuz bir bölümde olabilecek en yüksek puanı çıkarmaya bakın. beni kurtaran edebiyat, felsefe ve geometri olmuştu.

    çok değişik hayalleri olup, sonra alakasız olarak istanbul'da işletme okuyup, 6ay iş arayıp, istediği şeye en yakın (hatta daha iyisi) işi ancak bulabilmiş biri olarak en klişe haliyle her şey sizde bitiyor diyebilirim. iş görüşmelerinde tesadüfen sizle aynı memleketi olan bir ik ile karşılaşmadığınız sürece kimse size hangi liseye gittiğinizi, neden o üniversiteyi tercih ettiğinizi sormuyor. bir an önce şu sınavlardan kurtulup, üniversiteye adımınızı atar atmaz kendinize bir yol çizip bu çizgide ne ölçüde ilerleyebiliyorsunuz esas mevzu bu. özellikle özel şirketlerde çalışacağınızı düşünüyorsanız bu söylediğim çok önemli.

    çalışmak istediğiniz sektörü şimdiden belirlemeye gayret edin. evet çok zor 17-18 yaşında bir de bunun matematiğini yapmak. ama ben istediğim puanları alamayınca iyi ki bu değerlendirmeyi yapmışım diyorum. o günü hiç unutmuyorum. "işletme" gibi zilyon tane mezun veren bir bölümü seçmek kolay değil. insanlar size acıyor resmen. ama o gün aşağı yukarı ne iş yapacağıma karar vermemiş olsaydım, bugün aferin sana gurur duyuyoruz demek yerine hala acıyor olacaklardı. "zaten tembeldi, össye bile çalışmayacak kadar sorumsuzdu, gittiği liseye baksana resmen potansiyelini harcıyor" olacaktım.

    motivasyonunuzu kaybetmeyin. bu sınavdan çok komik derecede düşük bir puan da alabilirsiniz. daha lys'ler var. şöyle bir hafta kadar tatil verin kendinize. hırslı olmakla azimli olmayı birbirine karıştırmayın. rakiplerinizi kıskanmayın, rakiplerinizi küçümsemeyin. sırf elalem test çözerken görsün diye zaten çok iyi olduğunuz bir konuyu bulmaca çözer gibi zevkinize çözmeyin. onun yerine kitap okuyun. hem sıkıntılarınızdan kaçmanıza fayda sağlayacak, hem zihin sporu olacak. nasılsa kitabı okumasanız bile özetini ille okutacaklar size. en azından klasiklerden soğumamış olursunuz. kendi swot analizinizi çıkarın. güçlü ve zayıf yanlarınızı belirleyip ona göre bir disiplin oluşturun. emin olun, bazen günde 20 soru çözmek, 200 soru çözdüğünüz bazı günlerden daha verimlidir. kendinizi tanıyıp sisteminizi gerçekten kurduğunuz takdirde gerekirse yalan söyleyin, çözdüm 200 tane deyin geçin. çok yakında hepiniz okulu bırakacaksınız. dershane arkadaşları çok iyidir. onlarla piknik yapın, doğumgünü organizasyonları yapın, şehre duman gelmediği sürece çok içmeyin, dağıtmayın. haftada bir günü (mesela pazartesi) diğerlerine oranla daha sakin geçirin. şurda bir şey kalmadı, son 2-3 ay. bundan sonrası her zaman daha heyecanlı. bir sene daha çalışıp daha iyisini yapacağınıza inanıyorsanız asla tercih işlerine girişmeyin. sevmediğiniz bir bölümde okuyup, bunu bırakmak daha zor bir karar oluyor. en kötü şu bölüme girer çift anadal yaparım diyorsanız, onu da demeyin. o da kolay değil düşündüğünüz kadar.

    belki babanız falan size küsecek bu süreçte. herkes bir anda çok bilmiş kesilecek. bu hayatı kendiniz için "siz" kuruyorsunuz şu anda. şu süreçte yaşadıklarınız sizin hayatınızı şekillendirecek. bu yol sizi mesleğinize, en yakın dostlarınıza, bir numaralı düşmanlarınıza ve belki de hayatınızın aşkına götüren bir yol. sen ne bilirsin ergen diyenlere kulak asmayın. seçtiğiniz yol yanlış dahi olsa, en azından sizin yanlışınız oluyor. mahalle baskısına göğüs germek durumundasınız. aile kafası hep çok değişik. önce anadolu lisesine giremeyeceksiniz diye korkar, sonra çocuğum en iyi liselerden birini kazandı diye gururlanırlar. sonra hay allah bu okula gitti ama ne olacak kimbilir, bankaya falan sokabilir miyiz acaba der, sonra evladım üniversite mezunu oldu diye göğüs kabartırlar. yetmez, yapmak istediğiniz işi duyunca sen yapamazsın deyiverirler şak diye. sonra ilk iş gezinizi sırıta sırıta anlatırlar ona buna. ama bu da başka günün konusu olsun. hepimiz geçtik bu yollardan. bu yaşta bu çaba muazzam bence.

    son zamanlarda takdir almadı diye intihar eden çocukları duyuyoruz. öyle çok yanıyor ki canım. eğitim sisteminin kalitesine hiç girmeyelim bile. şimdi biraz mola verin her şeye, gelin bu arada yan gelip yatın, bir iki bir şey okuyun, izleyin, burada kritiklerinizi yazmayı da ihmal etmeyin. 5-6 ay sonra da üniversiteye başladığınızda başka şeyler konuşuyor oluruz umarım. bu yeni başlayanlar da ne ergen diye güler, kızdırırız sizi. güzel şeyler bunlar. ilerde çok güleceksiniz.

    !---- spoiler ----!

    şu anki sevgilinizle muhtemelen aynı şehri kazanamayacak, en fazla bir sene sonra da ayrılacaksınız :( üzgünüm.

    !---- spoiler ----!

    buraya kadar sabırla okuduysanız çok teşekkür ederim. daha başka şey kaldı mı bilmiyorum ama kafanıza takılan her şeyi sorabilirsiniz. benim danışmak için çaldığım kapıların hepsi çok yanlıştı. umarım sizde de böyle olmaz.

mesaj gönder