• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (6.77)
1q84 - haruki murakami
"yürekten sevdiğin bir insan varsa, bir kişi olsun yeter, hayatın kurtulmuş demektir"
sarsıcı bir yolculuğa hazır mısınız?
öyleyse kemerlerinizi bağlayın. erkekleri, titizlikle geliştirdiği bir yöntemle öteki dünyaya gönderen genç bir kadınla tanışacaksınız. ve amansız bir takiple onun peşine düşen fanatik bir cemaatin müritleriyle…

romantik misiniz?
evet, bu kitapta aşk da var… iki dünya bir araya gelmeden mümkün olmayan bir aşk.
yaşadığınız dünya gerçek mi, hiç düşündünüz mü?
düşündüyseniz, paralel bir evrene geçmek sizi heyecanlandıracaktır o zaman.
hayatı algılayışınızı değiştirecek bir kitabın kapağını açmak üzeresiniz şu an.
yaşayan en büyük yazarlardan biri olarak kabul edilen haruki murakami başyapıtı, tüm dünyada milyonlarca satan kitabı 1q84'le bir imkânsızı başarıyor.

nefesinizi kesecek bir macera romanını, gerçek nedir, insan neye inanmalı, aşk dünyayı kurtarabilir mi soruları ekseninde bir yürek atlasına dönüştürüyor.


  1. haruki murakami gerek bu eserinde gerek sahilde kafka'da sizi sürüklüyor,biryerlere fırlatıp atıyor. kalktığınızda aynı yerde olduğunuzu farkediyorsunuz.
    ssri
  2. 2014 mart ayındaydı sanırım. isminin ikincisi naz olan hayatıma değer katan bir kadın elinde kağıda sarılmış bir tuğla boyutunda cisim ile yanıma geldi. yazı yazmayı sevdiğimi bilirdi. oturduğumuz cafede o gülümseyerek bana, ben ise şaşkınlık içinde masaya koyduğu tuğlamsı cisme bakıyordum. çok geçmeden dayanamadı, hadi aç dedi gözlerinin içi gülerek. inanın kitap olduğunu elime alıp, üzerinde ki kaptığı yırtmadan anlayamadım. " 1q84 hmm " dedim sesli bir şekilde, tepki veremedim. aklıma 1984 romanı gelmişti, japonca da q 9 yerine de kullanılırdı. ucuz bir takliti zannederek burun büktüğümü fark etmeden hediyeyi kabul ettim. bundan dört ay kadar önce ayrılma kararı aldık, o yoluna ben yoluma gittik. fikirler uyuşmadı sözde, hayat mantığımız birbirimizi kabul etmememize sebep oldu diye düşündük ikimiz de, ne kadar yanılmışım... geçen ay kitaplığımda yatan bu 1200 sayfalık tuğla ile göz göze geldik, bir şans vermeye karar verdim. (bkz: old boy) u japonların ezik dövüş filmlerinden biri zannederek açan ben, bu sefer çok daha büyük bir şoka girmişti. betimlemelerler uzun fakat yorucu değil, kurgu da çok olay var fakat hepsi bağlantılı. üç gecede roman elimde parçalanmıştı. bittikten sonra fark etmiştim isminin ikincisi naz olan kızı tanımadığımı...
  3. tekrar olacak ama murakamı okumaya bu kitapla başlamanın iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum.
    valla bu kitaba ayılıp bayılanlarla da aynı edebiyat düzleminde değilim. japon'lara da şaşırıyorum. bu ada'mın kitabı'nın çıkacağı duyulunca sabah erkenden uzun kuyruklar oluşturuyorlarmış. ( ülkemizde de görelim bu tür manzaralar inş )
    hatta murakamı fazla ilgiden bunalıp abd ye taşınmış.
    ada'mı bir dergiye verdiği röportajda tanımıştım ve sözleri hoşuma gitmişti yumurta ve duvar örneği ile.
    ama ne bileyim, bu kitabını sevmedim.
    ama uyku kitabını çizimlerini herşeyini beğendim.
    belki sahilde kafkayı da severim, bir de öyle şans vereceğim.
    bu kitap dershane öğretmeni haricinde hiçbir tip çok da ilginç değildi.
    yani aşırı değişik tipler çok ilgiyle okunacak diye bir kural da yok bu kitapta bunu da öğrenmiş oluyoruz.
    benim tavsiyem bu kitapla ilgili çok şey okuyun ve öyle alın.
    zira biri bir sözlükte gelin size özetleyeyim de boşuna para vermeyin zamanınız paradan da kıymetli demişti. önyargılı eleştirici deyip çok yorum okumadım.
    sonuç; okuma hızım gelişti, zaman kaybı
    murakamı okudum , okuma yelpazem genişledi.
    okuma skalam iyice genişledi. neyse bunların hepsi sadece teselli
  4. akıcı bir üsluba sahip murakami kitabı.her zamanki gibi güzel müzikler ve alışılmışın dışında karakterler ile bezeli bir romana benziyor.okuma sürecim devam ediyor bu sebeple daha fazla yorum yapamayacağım.

    not: böyle uzun romanlar için e-kitabın faydası her zaman hissedilir.
    (bkz: don kişot)
    (bkz: anna karenina)
  5. 3 cilt olarak daha "pratik" şekilde sunuldu. ama tek cilti bile 450-500 sayfa. tek ciltle olmaz 3 cilt okumaya da gücüm yeter mi dahası buna değer mi bilemiyorum. yarıda bırakmak işime de gelmez, 1.cilt masamda duruyor ama kapağını açmaya da korkuyorum bu sebeplerden...

    okuduğum yorumlar da kitabın aslında o kadar iyi olmadığı ve "şişirildiği" yönünde.

    bakalım, belki bir cesaret...
  6. yazarın okuduğum ilk kitabı, belki tarzından dolayı veya başka bir şey ama sevmedim arkadaş. bu kadar tuğladan kalın kitap yazıp da nasıl bu kadar kısır bir kitap yazmayı başarmış anlamadım. o kadar övülen yazar dedim bir bildikleri vardır diye diye okudum ama tam bir hayal kırıklığı. yani neresinden tutsan elde kalıyor. karakterleri oluşturmak için hayvan kadar yerin var hepi topu 2 ana karakter gene de zayıf. hikaye boktan, kurgu zayıf, son desen hepsinden kötü. ulan düşündükçe sinir oluyorum bildiğin bilendim kitaba bu kadar okudum bide diye.
  7. yazarın okunan ilk kitabı olmaması gerektiğini anladığım ama bir gayret bitirmeye çalıştığım kitap. ön yargılı olmayayım yazara karşı dedim başladım. ama yok, bir şeyler olmamış, kurgusal mıdır karakterlerle mi ilgilidir adını tam koyamıyorum. bir bitsin de.