• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (7.60)
acı aşk - a. taner elhan
eskişehir’de bir üniversitede edebiyat öğretmenliği yapmakta olan orhan, evlenmeyi planladığı ayşe’yle beklenmedik bir anda yollarını ayırıp istanbul’a gelir ve oya ile tanışır. fotoğrafçılık yapan oya ile belki de hayatının en mutlu günlerini geçirirken daha evliklerinin ilk günlerinde yaşadıkları kötü olaylar ile birlikte kendini zor bir aşk üçgeninin ortasında bulur. bir yandan da yeni tanıştığı öğrencisi seda, orhan’ı çıkılması güç bir yola sürüklemektedir. üç kadın arasında kalan ve hayatı alt üst olan orhan’ı zor günler bekler...


  1. 'komediyim ben hadi gülün' diyen çoğu filmden beni daha çok güldürmüş olan bir onur ünlü kalemidir. ayşe özyılmazel'e göre filmde ki gülünç sahneler sürekli aynı hastahane odasını kullanmaları ve aynı restoranta gitmeleriymiş. tamam herkes fikrini tabiki yazsın ama böyle yorumlarda beni kanser edecek bir gün. acaba kara mizah ne bir fikri var mı ? ya da gerçekten neye güldüğünü biliyor mu ? karşılaşırsam birgün bunları kendisine çok sormak istiyorum.
    bana göre film, anlayanına çok değişik bir tat bırakacaktır eminim.büyük ön yargılarla izlememe rağmen replikleri en başta olmak üzere beni şaşırtan ve kendini unutturmayacak bir filmdir.
    mavi
  2. o kadar bilim kurgu filmi filan seyrederim -böyle beyin yakan cinsten ama- hiçbir film bana bu kadar anlama zorluğu yaşatmamıştı. allah rızası için -bu ne kadar vahim durumda olduğumun göstergesi- biri bana bu filmi anlatsın.

    hayır bir de filmi çok sevdim. gerçekten sevdim. her karakter rolünün hakkını vermiş de amaç neydi çok merak ediyorum.
  3. kişinin aniden kendini gördüğü karakterler için bkz: oya. kademe kademe hep bunlar.
  4. filmimiz henüz filmin başında ayağa kalkıyor, üstünü başını düzeltiyor, önünü ilikliyor ve yeşilçam'ın önünde saygıyla eğiliyor.

    macbook pro kullanan adamın eline 90'ların sonundan hadi bilemedin 2000'lerin başından kalma, kapaklı, aç konuş telefon vermişler duvara atıp kırması için, kıyamamışlar.

    eğlenmeyi bir kenara bırakırsak; artık bu türk sineması'nın korunması, gelişmesi adına hep destek, tam destek anlayışından kurtulmamız gerekiyor. bu dar çevreli sınıfçılıktan sıyrılmamız şart. yapan yapıyor ve hatta becerebilen evrensel işler koyuyor ortaya. hemen acı aşk'la başlayalım demiyorum ama biz seyirciler olarak dipten bir dalgayla gelmezsek, sektör içinden ve dışından^:kardeş sektörler^ sınıfçı zihniyete sıkı sıkı sarılmış insanların bunu yapacağı yok. eğer bir değişim ve gelişim olacaksa, sektörü buna seyircinin zorlaması gerek.

    filmimize dönersek; tüm film boyunca ama özellikle ilk yarısında senaryodan kaynaklı olduğunu düşündüğüm boşluklar, kör noktalar ve hatta tutarsızlıklar var ama ben genel olarak sevdim. güzel kadın kontenjanlarını pseudo güzel kadınlarla doldurmamaları alkışa değer. işinin ehli ve daha cesur bir senarist ve yönetmenin elinden bu omurgayı tekrar izlemek isterdim.