bedri rahmi eyüboğlu

Kimdir?

(d. 1911, görele, giresun - (ö. 21 eylül 1975, istanbul), türk ressam ve şairdir.

güzel sanatlar akademisi'nde başlayıp paris'te sürdürdüğü resim öğreniminin ardından yurda dönmüş ve yaşamı boyunca güzel sanatlar akademisi'nde ders vermiştir. yazma, gravür, seramik, heykel, vitray, mozaik, hat, serigrafi, litografi gibi birçok formlarda eserler üreten sanatçı, geleneksel süsleme ve halk el sanatlarında seçtiği motifleri yapıtlarında batı’nın teknikleriyle birleştirerek kullandı. şiirlerinde de halk kaynağından beslendi; masallardan, söylencelerden, türkülerden yararlanarak, doğa tutkusunu, insan sevgisini, yaşama sevincini, toplumsal sorunları yansıttı. en ünlü şiiri, karadut adlı aşk şiiridir.

milletvekili mehmet rahmi eyüboğlu'nun oğlu, türk aydınlanmasının öncülerinden sabahattin eyüboğlu ve ilk kadın mimarlardan mualla eyüboğlu'nun kardeşi, ressam eren eyüboğlu'nun eşidir.


  1. “şairim / zifiri karanlıkta gelse şiirin hası / ayak seslerinden tanırım / ne zaman bir köy türküsü duysam / şairliğimden utanırım”
    bedri rahmi eyüboğlu için tepeden tırnağa anadolu diyebiliriz. eyüboğlu’nun köye, köylüye, anadolu’ya duyduğu sevgi çok az insanda vardır. bunu yukarıdaki dizeler en güzel şekilde özetliyordur herhalde. anadolu’yu karış karış gezmekten büyük keyif alıyordu. halk kültürüne olan düşkünlüğü had safhadaydı. anadolu rüzgârının tenine değmesiyle daha fazla yazıyordu. doğan hızlan’ın dediği gibi “anadolu çarpmıştı” onu. halk şiirine âşık, halk sanatından yararlanan biriydi. anadolu kültürünü avrupai tekniklerle birleştirerek kendine özgün sanat anlayışını oluşturmuştu.
    çok yönlü bir sanatçıydı. başta edebiyat ve resim olmak üzere heykel, seramik, gravür, mozaik, hat, litografi gibi pek çok alanda eser vermişti. çok yönlü bir sanatçı olmasında ailesinin de önemli bir rolü vardır. türk aydınlanmasının öncülerinden sabahattin eyüboğlu’nun ve ilk kadın mimarlardan mualla eyüboğlu’nun kardeşi, ressam eren eyüboğlu’nun eşidir.
    çok sevdiği kirazları, narları, dutları işledi beyaz kâğıtlara. edip cansever şiirinde alkol nasıl kocaman bir yer tutuyorsa bedri rahmi eyüboğlu’nun şiirlerinde de meyveler öyle bir yer tutar. özellikle aşk temalı şiirlerinde meyvelerden yararlandığını görürüz. kişileştirme sanatını meyveler üzerinden yapar genellikle. onun şiirlerinde meyveler hayat kazanır. nara soru sorulup cevap alındığı görülmüştür. dallarda iri kalçalı şeftaliler sallandırabilecek biridir bedri rahmi. sarı kirazlar bal rengi gözleriyle kulak arkasından bakar dizelerde. şiirlerinde bu denli meyvelere yer veren başka bir şair yoktur dersek yanlış bir kanaat getirmemiş oluruz.
    bedri rahmi eyüboğlu deyince akıllara ‘karadut’ şiiri gelecektir. devlet o dönemlerde ressamları yaşamaları ve oraların tablolarını yapmaları için anadolu’ya gönderiyormuş. eyüboğlu da çorum’un iskilip ilçesine gitmiş. orada köylülerle iyi ilişkiler içine girmiş. bakmış ki bir köy çocuğunun elinde çok güzel bir üzüm salkımı var hemen bunun adı nedir diye sormuş. çocuklar da ‘çatalkara’ diye cevap vermiş. iskilip yöresindeki üzümün adıymış ‘çatalkara’. şairimizin belleğinde yer eden bu isim ‘karadut’ şiirinde kullanılacaktır sonraları. bedri rahmi eyüboğlu, bu şiiri sanıldığının aksine eşi eren eyüboğlu’na değil, tablolarını satarak tedavisini üstlendiği ermeni heykeltıraş mari gerekmezyan’a yazmıştır. bedri rahmi’nin mari’yi karısından daha çok sevdiği yakın çevresi tarafından sürekli dile getirilirmiş. mari gerekmezyan erken yaşta vefat ettikten sonra o anki acıyla şu dizeleri dökmüştür kâğıda: “türküler bitti / halaylar durdu, horonlar durdu / hüzün geldi başköşeye kuruldu / yoruldu yüreğim yoruldu”. eşi eren ise, çok kırılmasına rağmen olgun davranmış ve oğlu için evliliğini sürdürmüştür. daha da önemlisi, bezgin bedri rahmi’yi yaşama bağlamaya, sanata döndürmeye çalışmış ve bunu başarmıştır. mari’nin yaptığı ‘bedri rahmi büstü’nü ve eyüboğlu’nun yaptığı ‘mari’nin portresi’ni evlerinin başköşesinde tutması özverisinin en önemli örneğidir.
    bedri rahmi eyüboğlu aynı zamanda iyi bir öğretmendir. 1936’da öğretmen olarak girdiği güzel sanatlar akademi’sinde ölüm tarihi olan 1975’e kadar ders vermiştir. öğretmenlik mesleğine de tutkuyla bağlıdır. iyi bir öğretmen olduğunu düşünür. “beni ressamlara sorarsanız, resmini bilmeyiz ama iyi şairdir derler; şairlere sorarsanız da şiirini bilmeyiz ama iyi ressamdır derler. ressamlığıma, şairliğime dil uzatanları affederim ama hocalığıma dil uzatanın alnını karışlarım” demiştir.
    fikret otyam hocası bedri rahmi eyüboğlu için “çok şey öğretti bize, hangisini sayayım. halkla el ele olduk, halkın içine attı bizi. onun için ben halk ressamı oldum. üzerimdeki tesirini ölünceye kadar unutmam” diyor. yaşar kemal ise “bir doğallığın bir güzelliğin üzerine giderken yedi koldan yedi yürekle giderdi” diyor. ilhan berk de kürek çeken deniz tutkunu ve deniz kurdu mahkûmlara benzetiyor bedri rahmi’yi. ressam arkadaşı abidin dino da onun için “resim yaptığı vakit şekilleri okşar, şiir yazdığı vakit kelimeleri okşar” diyor. ara güler de “bedri gönül adamıydı. öyle olmasaydı, ne mavileri, yeşilleri, sarıları bulurdu ne de kelimelerin ardında gizlenen şiir denen sevgiyi” demiştir vefatından sonra.
    ölümünden sonra bedri rahmi eyüboğlu için onlarca sergi düzenlendi. 2006 yılında hayatını anlatan ‘gözleri anadolu’yu gören adam’ belgeseli çekildi. 2009 yılında bedri rahmi eyüboğlu müzesi açıldı. bedri rahmi’nin arşivinden nazım hikmet’in sesinden şiirleri çıktı. yapı kredi yayınları da ‘büyük insanlık’ adı altında yayımladı bu çalışmayı. iş bankası kültür yayınları tarafından basılan ‘seni düşünürken bir çakıltaşı isınır içimde’ adlı kitapta ise bedri rahmi eyüboğlu’nun o buğulu sesinden kendi şiirlerini dinleme şansına eriştik.
    üç dil, karadut, sevda üstüne, tuz, yaradana mektuplar, çakıl, sitem, mor, türküler dolusu, istanbul destanı okunması gereken şiirlerindendir. erol evgin’den ‘sitem’i, savaş ay’dan ‘istanbul destanı’nı, sunay akın’dan ‘türküler dolusu’nu, selçuk yöntem’den ‘sevda üstüne’yi ve nazım hikmet’e ithafen yazılan ‘zindan’ı taştan oyarlar’ı zülfü livaneli’den dinlemeliyiz.
    gündüzleri resim yapıp geceleri şiir yazan bedri rahmi eyüboğlu 20. yüzyıl türk resminin ve edebiyatının en önemli isimlerinden biridir hiç kuşkusuz. 12 yaşında tutmaya başladığı günlüğe “ben tanınmış bir ressam olacağım” diye yazmıştı. sadece iyi bir ressam olarak değil aynı zamanda iyi bir şair olarak öldü.
    metu
  2. bugün elime dol karabakır dol geçti.
    kitabın bir kısmında daha önce karşılaşmadığım, "oğlum mehmed'e başlıklı birkaç şiir var. aradaki diğer şiirlerle de oğula sesleniş havası yaratmış.
    pek güzel düşleri, sözleri var mehmed için:

    "sana bir incir yaprağına bakmasını öğreteceğim."

    "kendi avuçlarının içinde seyahati ve gökyüzünün her yerde mavi olduğunu öğreteceğim."

    "ve bir gün aklın kocaman bir çiçek gibi açılır açılmaz/sana ölümden korkmayı öğreteceğim"

    "aslını sorarsan, biz bu dünyada her şeyi olmuş bitmiş bulduk./hayatı kırk yıllık bir dost gibi yanıbaşımızda/ölümü göz kapaklarımızın eşiğinde..."