1. farklı mekan ve zamanlarda yaşanılmak zorunda kalınan birbirinin kopyası binlerce boktan hayattan birine sahip olma gerçeğini inkarın, kişinin kendisine içten içe seslendirdiği en büyük fısıltısıdır “ben farklıyım” hissi. çoğu insan bunu bağıra bağıra dillendiremese de karşılaştığı durumlarda, dahil olmadan şahit olduğu pek çok diyalogda kendi benliğine gururla yaklaşma ihtiyacı hisseder ve kendini farklı olduğuna inandırır. bu hayata boşuna gelmediğine, günün birinde hakettiği değeri göreceği hissiyatına olan sempatisi, herkes gibi sıradan bir insan olduğu hissine galip gelmiştir bir kere.

    “ben farklıyım hissi” belki bir motivasyondur kişiye, yahut dayanabilme gücünü verir tüm boş kişilere ve de işlere. abartılmadan, narsizme kaçmadan sahip olunabilse yararlıdır belki de.

    buna rağmen ben, değişmez bir gerçekliğin farkına varmanın engellediği böbürlenmeden ve kibirden uzak bir şekilde “ben farklıyım, çünkü kimseden farklı olmadığımın farkındayım.” diye düşünürüm. aynı hayatları farklı bedenlerde yaşadığımızın ve eziyet çekmek için bir kalıba hapsolmuş ruhumuzun tamiri mümkün olmayan ve susmak bilmeyen hezeyanlarının verdiği acının farkına pek çok talihsiz tecrübeler neticesinde varmış bulunmaktayım.

    bundandır ki her sabah aynanın karşısında günbegün yaşlanmasına mani olamadığım aksime gözlerimi dikip “garip x günaydın” der ve gülümserim. garipliği, marjinalliğe yeğlerim.
  2. farklı olmayı düşünmek özgüven için önemlidir. ama birinin seni farklı hissettirmesi çok başka bir şey. size ben farklıyım'ı hissettiren kişiden vazgeçmeyin.
  3. yok
  4. evet farklıyız. tek yumurta bebeleri %99.99999 aynı olsalar bile farklıdır. ve o farklılık kafada biter gende değil. mesela kemal kılıçdaroğlu ve abisi aynı anadan çıkmış iki insan nasıl olur yani? neyse daha fazla eyyorlayamayacağım.

    ayrıca kimse bana david beckham ile mahmut tuncer'in yüzde 99.9 aynı olduğunu ispat edemez ve o farkı altı üstü diye de geçiştiremez. bilime, evrime, tıbba, künefeye her şeye hakaret olur. eved hadi bilimi falan hepsini geç allah taş eder.
  5. buradaki ''farklıyım'' kelimesinin içerdiği mana, büyük oranda, hatta hemen her zaman toplumsal statü ve ruhsal eşsizlik bakımından kullanılır. öyle olma ihtimali de vardır, yani gerçekten toplumsal statüde ve ruhsal eşdeğersizlik bakımından. fakat boktan bir işte boktan işyeri sahiplerinin pis bakışları altında ezilerek, mecburiyetten 14 saat boktan insanlara servis yapa yapa, bu his kaybolur emin olun. deryada bir damla olunduğunun farkına varır insan zamanla. ''ben kimim ki'' içten içe yerleşir içe. direnme, savaşma bile olmaz çoğu zaman. hayat biraz da budur belki, rengarenk insanları griye boyamak.
  6. zamanla geçer
  7. her insan eşsiz yani farklı ama bu eşsizlik durumu çok büyük bir çoğunluğunuz için sıradan olduğunuz gerçeğiyle çelişmez. boşuna havaya girmeyin.

    bu kötü ya da olumsuz bir şey değil. hayat, yaşam, gerçeklik bu.
  8. çünkü farklıyım.
  9. her insan eşit ağırlıkta doğar. bakmayın kaç kilo çektiğine, ağırlık sadece yerçekimi de değil aslında. herkes eş ve eşit ağıtlıkta doğar ama herkes eş ve eşit ağırlıkta ölmez. kimi kimine üstün ölür. gerçek üstünlük sanrılardan beridir, sanrılardan yeğdir. herkes eşittir, çünkü eş ve eşit doğar, herkes farklıdır çünkü kazandıklarıyla farklı ve eşsiz olarak ölür. siz yaşamdan kendinize ne kattığınıza ve yaşamdan bilgi olarak ne aldığınıza bakın.