1. motorculardan daha çok tozlu şantiye ortamlarında çalışanların kurtarıcısı olan elastik yapıya sahip bez.

    national geographic temalı olan ürünleri şahanedir.
  2. national geographic temalı bir tanesinin kafamda olduğu üründür. saçları günaşırı yağlanan insanların evde pinekleme süresinde kafasından çıkartmayacağı şey.
    kimbo
  3. balaklavadan saç bandına, fulardan bilekliğe onlarca farklı varyasyonda kullanılabilen, isim yapmış dikişsiz, elastik bez markası. içi polarlı versiyonları da bulunmaktadır.
  4. ingilizcede birçok anlamı olan kelime.

    1- parlatmak. özellikle de güderiyle ovarak bir yüzeyi parlatmak. "buff the car until it shines" arabayı pırıl pırıl olana kadar ovmak.

    2- bir konuda çok bilgi sahibi olmak/hayran olmak. film buff - filmlere meraklı kişi oluyor.

    3- sarımsı-kahverengimsi bir renk. buff envelope. hardal rengi zarflara deniyor.

    4- çok kaslı, formda bir vücuda sahip insanlar için kullanılır. he was on the beach looking buff. sahilde acayip formda görünüyordu. genelde erkekler için kullanılır ama. kadınlar için kullanıldığına hiç şahit olmadım. mesela thor rolünü oynayan chris hemsworth. (çok yerinde bir kullanım oluyor bu durumda) ^:swh^

    4b- 4. maddeyle bağlantılı olarak, "in the buff" tabiri var. bu da çıplak anlamına geliyor. sleep in the buff dendiği zaman, kişinin çıplak uyuduğu anlaşılıyor.