elena ferrante

Kimdir?

takma ismiyle napoli romanlarını yazan anonim italyan yazar. hakkında bir anne olduğu biliniyor.

şimdiye kadar türkçeye çevrilmiş eserleri

napoli romanları:
benim olağanüstü akıllı arkadaşım
yeni soyadının hikayesi
terk edenler ve kalanlar
kayıp kızın hikayesi

belalı aşk
sen gittin gideli


  1. belalı aşk ve sen gittin gideli isimli kitapları sinemaya nasty love ve the days of abandonment isimleriyle uyarlanmıştır.
  2. böyle biri yok. var da yok. elena ferrante italyan bir yazarın (muhtemelen kadın) müstear ismi.

    italya'da 20 yılı aşkın süredir kimliğini ifşa etmeden çok satan bir çok romana imza atmış, hatta romanlarından filmler çekilmiş bir yazar. akdeniz ikliminin insanı sürekli dürten etkisinden midir bilinmez, yazarın kimliğini bulmayı kendine resmen dert edinmiş bir grup 'gazeteci', şüpheliler listesi hazırlamaktan tutun da romanın fonetik özellikleri üzerinden çalışmalar yapmaya, şüpheli listesindeki bir numaranın hesap hareketlerini araştırmaya kadar yapmadıklarını bırakmamışlar.

    bu hafiyeliğe dayanak olarak çok okunduğuna göre kim olduğunun bilinmesinin okuyucunun hakkı olduğu görüşü savunuluyor. bitmeyecek öykü...

    acaba gerçekten öyle mi? yazarı kimliği ile etiketlediğimizde çözmüş olduğumuzu düşünmenin hafifliği ile okumanın kolaylaştığı muhakkak. modern çağın görsellik ve her detayı bilme aşkı ile aslolanı gözden kaçırma hastalığının ürünü. oysa tek kerterizin satırlar olduğu bir deneyim daha zor olsa da aslında daha gerçek. şuraya yazdığımıza göre zaman zaman bizler bile istemiyor muyuz aynı bilinmezlik zırhına bürünmeyi?

    yazar bir kaç yıl önce yayınevi aracılığı ile yaptığı bir açıklamada sıkıysa yakala gibi bir oyun başlatmak için değil, aksine içinde bulunduğu durumun diğer oyuncularına olası sonuçlarını hissettirmek için kim olduğunun bulunması halinde yazmaya devam edemeyebileceğini söylüyor...ne fayda...kimsin? kimlerdensin? nerede yaşıyorsun? ne yiyor ne içiyorsun? bilmek gerek değil mi? ne de olsa halka "mal" olmuşsun...olmuyorsan da oldururlar...

    bahsettiğim hafiyelik öyküsünde sona gelindi aslında...yazarın tanınan bir çevirmen olduğu da artık neredeyse kesin kabul görmüş durumda. şimdi asıl soru yeni bir yazım dili yarattığı su götürmez olan bu yazarın bundan böyle yazmaya devam edip etmeyeceği / edemeyeceği...

    umarım romain gary gibi (emile ajar mı desek) sağlam bir kroşe çakar edebiyat dünyasına.
    mesut