1. horowitz'in insanın iyilik ve kötülük arasındaki çatışması üzerine kurduğu oyunudur. temel düşünce napolyon olmak ile çukurun dibini boylamanın aynı düzlemde olduğu bunun arasında olmanın yok olmakla eşdeğer olduğu üzerine bir sav vardır. yani ermiş olmakla günahkar olmanın hiçbir farkı olmadığını söyler.
    !---- spoiler ----!

    öyle güzel işlenmiştir ki akıl hastası bir katilin bir doktor rolüne soyunduğu kan dehşet ve bol bol felsefe içeren eseridir.

    !---- spoiler ----!

    ben bir tirad bırakıp kaçayım. okumak isteyen olursa metni yollarım.

    "kusura bakmayın, ama, biraz tepeden bakıyorsunuz gibi geldi bana, doktor farquhar. chaucer’dan milton’a, hatta shakespeare’e kadar, birçok yazar için kötülük cazip bir konu olmuştur. iago’yu düşünün, ya da lucifer’i. moriarty’yi ve darth vadar’ı da unutmayın. bu insanlar bizim için caziptir, çünkü onlar bir parçamızı temsil ederler. ruhumuzun karanlık yanıdır, sözü edilmeyen kısmıdır onlar. onlara ihtiyacımız var, çünkü bizi temsil ederek, dolaylı da olsa, kurtlarımızı dökmemize yararlar; bu yüzden de onlara müteşekkir oluruz. karındeşen jack’i düşünün. dünyanın tüm çocukları karındeşen jack ile büyürler. turistler londra’ya gelip onun yürüdüğü yerlerde yürümekten bir tür zevk alırlar. hakkında kaç kitap yazıldı, kaç film çekildi, bir fikriniz var mı? karındeşen jack müzikalleri bile yapıldı! ve bu adam kadınları göbeklerinden bıçaklıyordu! gırtlaklarını öylesine vahşice kesiyordu ki, başlarını gövdelerinden ayırıyordu neredeyse. iç organlarını çıkarıyor, muhtemelen bir kısmını da hatıra diye evine götürüyordu. şimdi söyleyin bana: jack alçağın biri mi, yoksa kahraman mı? ermiş mi yoksa günahkâr mı? bu yanıt belki “ikisi de değil” olmalıdır. belki bambaşka bir şeydir; aklımızın fazla ermediği bir şey. adını duyduğumuzda içimizden iğrenmek gelmiyor. oysa iğrenmemiz gerekirdi. nefret de etmiyoruz. bir tür heyecan hissediyoruz."
  2. bugün eskişehir belediye tiyatrosu yorumunu seyrettiğim, bütün gerçekliği ile cinayeti, korkuyu, gerilimi sahneye taşıyan, mükemmel plot twistler ile seyirciyi sandalyesinin ucunda oturtan oyundur.
  3. "hapishane insanları içerde tutarak, tımarhane dünyayı dışarda tutarak insanları korur" diye güzel bir repliği olan, psikolojik gerilim filmi tadında, nasıl başlayıp bittiğini anlayamadığınız oldukça hoş, sürükleyici, düşündürücü bir tiyatro oyunu.