1. çokomel ile birlikte cocuklugumun en mucizevi yiyecegidir. sene 1988, yer hatay dörtyol'un genis bir portakal bahcesi olarak tanimlanabilecek kuzuculu kasabasi. yas 7, evde tv yok, dunyanin gavur dağları ile sinirli oldugunun sanildigi zamanlar.

    babam kamyon soforlugunu birakip 3-4m2'lik bir kohne bir kulubede bakkal dukkani acmaya karar vermis. evden okula giderken yol ustunde bir yerde, iceri girip bakiyorum her bir renkli urune hayranlikla. her sey acaip ilginc geliyor tabi, ama o zaman seffaf plastik kabi aluminyum kagitla kaplanmis bu mucizevi yiyecek aklimi aliyor direkt. tanrılar çıldırmış olmalı'da coca cola sisesi bulan yerli cocugu neyse, ben de o. belki daha fazla, az degil. babam fazla hosgorulu, belki siftah yapmadan sermayeden veriyor bana 1-2 tane eti puf. okula kadar kabini evire cevire yuruyorum, acip yemeye kiyamadan.

    oyle iste, sonra ustundeki siyah parcalari nasil tek tek, biskuvisini ayri icini nasil ayri yedigimi anlatmayacam, millet dalga gecmesin.
  2. bu yağmurlu ve fazlasıyla iç karartıcı istanbul gününü renklendiren harika bir detaydır. çocukluk zamanlarındaki payına hiç girmiycem..o bana kalsın.
    zahle