• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (7.36)
felsefenin temel ilkeleri - georges politzer
bu kitabın amacı, marx ve engels'in ana fikirlerini öğrenmek isteyenlere yardımcı olmaktır. onun için bu yapıt, birer birer okunacak olan derslere bölünmüş bir elkitabı niteliğini taşır; bölüm sonlarındaki yoklama soruları okura öğrendiklerini saptamak ve kişisel bir araştırma çabasında bulunmak olanağını sağlayacaktır. bu kitap, siyasal ve iktisadi eylemlerini, teorik açıdan aydınlatmak isteyen emekçilere hitap etmektedir. marksistler, pratikten sözettikleri zaman, pratiği dar anlamında ele almazlar. insan pratiği, insanın yerine getirme yeteneğine sahip bulunduğu ve onu belirleyen (bilim, teknik, sanat vb. gibi) hareketlerin bütünüdür; pratik, binlerce yıldan beri biriktirilmiş olan deneyimlerin tümüdür. ancak, bu deneyimi, toplumların dönüştürülmesi ve bireylerin iyileştirilmesi için bugünkü eyleminin yararına en iyi soğurabilen devrimci olabilir. marksist felsefenin görevi açıkça şudur: dünya anlayışı, en genel biçimleriyle, doğanın ve tarihin temel yasalarını açıklar; tahlil yöntemi, her insana ne olduğunu, ne yaptığını ve belirli bir anda kendi varlığını dönüştürmek için ne yapabileceğini anlama araçlarını verir. (kitap bilgileri idefix'den alınmıştır.)


  1. diyalektik ve tarihsel materyalizmi okumak isteyenler için başlangıç niteliğinde bir kitaptır. gerçek marksizm olan bilimsel sosyalizmin ders kitabıdır. yazarı üniversitede bir öğretim üyesidir ve bu kitap öğrencilerin notlarının bir araya getirilmesiyle oluşturulmuştur. çünkü georges politzer kitap yazamadan kurşunlanarak idama mahkum edilmiştir.
    okudukça hayretlere düştüğüm, yalın bir dil ve açıklayıcı örneklerle dolu bir kitaptır. elinizdeki kitap sol yayınlarından 77 basım olunca okumak çok daha zevkli oluyor tabi, kitabın kenarına küçük küçük notlar da alınca tadından yenmiyor.
    bitirdikten sonra bir kaç gün kendinize gelemiyorsunuz, aydınlanıyorsunuz. gözünüzden ışıklar saçılıyor, aslında hiçbir şey bilmediğinizin farkına varıyorsunuz. ama korkmayın la bilim bu, bilimi sevin.
  2. her şeyin başladığı kitaplardan... özellikle konuların sonunda yer alan vargı bölümleri feng shui etkisi yaratır.
  3. diyalektik materyalist görüşü açıklar ve savunur.
  4. ergenken elime aldığımda herşeyin diyalektik materyalizmle açıklanmaya çalışılarak inşa edilmesi, müthiş bir taraflılıkla yazılması beni kitaptan soğutmuştur, bir insan bir felsefeye militan yetiştiriyor ve militanların da okumaya çok vakti yoksa, bunu bir hap olarak attırabilir. felsefe metinlerini sevenlere göre bir kitap değil bu, "yahu ben de solcu olayım, biraz da kafam çalışıyor ama teoriyi çok bilmiyorum aklımda kalmıyor" diyorsa bu kitaba ihtiyacı var. ama gerçek bir düşünür olmak istiyorsa bu kitaba sıra gelmez.
  5. genç arkadaşların hevesini kırmak gibi olmasın ama "felsefenin temel ilkeleri" pek de iyi bir kitap değildir.^:bunu söylerken size kıyamadım, aslında baya baya kötü bir kitap^ özellikle diyalektiği temellendirmek için formel mantık konusunda söylediklerini tam bir "fecaat" olarak görüyorum.

    konu ile ilgilenenlerin şuradaki yazıya bir göz atmasını tavsiye ederim.
    ulgan
  6. kendinize solcu denmesini istiyorsanız ancak, fazla da derinlere inip, kafa patlatmak istemiyorsanız öyle engels, marx,hegel v.s okuyup,

    veya , yahu sadece ahkam keseyim yeter diyorsanız,

    hahhh işte bu kızıl kafalı filozofun yazdığı kitap iyidir. bazı kısımlarını özellikle ezberleyin, metafizik ve diyalektik bakış açısı altında bir elma analizi vardır burada. onu da kaptınız mı, iş tamam. buyrun sizi köşeye alalım.
  7. felsefe okumak isteyenlerin isim aratınca bu kitap çıktığı için edindiği ilk kitaplardan. çok yanlış bir seçim. felsefeden ziyade bir parti manifestosu gibidir. yanılmıyorsam derslerinden çıkan notlardan oluşuyor. sola dair bir propaganda metni adeta. derinliksiz ve birtakım amaçlara ulaşılmasını amaçlıyor. sol görüşlü olduğunu söyleyenlerin elinde tüm lisans boyunca sürünür. gerçekten sola inananlara ve bunu okuyarak benimseyenlere sözüm yok. ama türkiye'deki solcuların çoğu aynı bu kitap gibi derinliksiz ve kıt. bu kitabı da bu yüzden gezdiriyorlar. suyunun suyu bir metin okumaktansa marx okumak daha güzel bir eylem. zaten türk solunun en büyük problemi marx okumamak. değerli metinleri bir kenara bırakıp politzer okumak saçma geliyor bana.

    kitapta sol kavramlar da kurama yaraşır bir anlatıma sahip değil. ne yazık ki sol literatürün en bilinen ama en boş kitabı. diyalektik materyalizm, emek teorisi ya da kıtlık kavramına dair sadece bildiri şeklinde cümleler geçiyor. herhangi bir açıklama yok. sol literatüre büyük sempati duyarım. çok daha iyi felsefe kitapları var bu konuda.
    sezgi
  8. ismi ile müsemma olmayan kitaplardandır.
    kitaba başlayınca o ne özgüven o diye sorası gelir insanın. sonra tüm kitabın aslında diyalektik materyalizm manifestosu olduğunu ve felsefe tarihiyle alakası olmadığını anlayınca üzerinize bir ağırlık çöker. konuyu bilmeyenler için nasıl bir yıkım olacağını düşünerek kafayı kemirirsiniz. misal hayatında felsefe kitabı okumamış bir genç bu kitabı okuduktan sonra:
    +iyi nedir?
    -genç: iyi, maddi dünyanın insan aklında yansımasından ve düşünce biçimlerine dönüşmesinden başka bir şey değildir.
    +..! peki doğru var mıdır?
    -genç: doğru, diyalektiğin rasyonel özünü ortaya çıkarabilmek için onu tamamen materyalist temelde yeniden ele ala....
    +çatt..
    sde
  9. diyalektik materyalizm (ki stalin tarafından uydurulmuş bir terimdir) hakkında anlattığı safsata geniş kesimlerce tekrar edilegelmiştir fakat bu yaklaşım marx'ın fikrinin neredeyse tam tersidir.

    feuerbach üzerine on bir tez'de marx, dünyayı değiştirmeye çabalamayan materyalist felsefenin esasında idealist olduğunu (hatta dünyayı açıklama anlamında idealist felsefeden bile daha elverişsiz olduğunu [çünkü idealist felsefe en azından insanın özünü keşfetmeye daha çok yaklaşır]) işlerken bu kitap insanı gerizekalı yerine koyan bir şematizm ile hayal mahsulü bir marksist felsefe buyurur.