1. gorgias'ın şüpheciliğinden baudrillard'ın simulakrına geçişte birkaç şey söylemek istedim. şüpheclik ahlak anlayışına uygulandığında evrensel ya da yerel bile olsa gerçekliğini yitiriyor. doğru yoksa ideal ahlak diye de bir şey yoktur kişiye göre değişir. o halde doğrular ya da ahlak anlayışı ikna edilmelidir ya da birileri belli bir ahlak anlayışına ikna ediliyordur, edilebiliyordur, bundan sonra da istediğimizde edebilir gibi uzatılabilir. tam da savaş sonrasında yeni sistemde gorgiasın çıkışı demokratik anlayış ve ikna ahlakı göz önüne alındığında, meydana çıkıp herkesi en iyi ikna eden hatiplerin yönetime geldiği zamana dikkat edildiğinde simülasyona(ikna edildiğimiz ya da olduğumuz maddesel dünya) ulaşmak hiç de zor olmaz. olayın bir tarafında aristokrasi sevdalıları bir tarafında bireyciler var. bugün de böyle bir tespit yapmak mümkündür.

    (bkz: gorgias - platon) kitabı tam da ikna retorik üzerine bir diyalogtan oluşuyor. sokrates bu noktada (durur mu yapıştırmış soruyu) peki bir doktor hastasını ikna ederek iyileştirebilir mi?

    birçok yerde denk geldim sofistlerle ilgili pek de iyi şeyler yzılmıyor. felsefe tüccarı dalkavuk şu bu. fakat gel gör ki bu şüphecilik anlayışı platonun idealar dünyasına gitmesine sebep olmuştur. platonda kişilerin amacına ulaşmak için kullanılan retorik aristotaleste yeniden bilgi üzerine kurulmuş bir sanat olarak algılanmıştır.
    abi
  2. hiçbir şey yoktur.
    bir şey varsa bile bilinemez,
    bilinse bile başkalarına bildirilemez.
    belit