1. türkçe'de yönelmişlik olarak anılan bir görüngübilim terimidir. zihnin yöneldiği nesneyle kurduğu ilişkinin doğasını açıklamaya çalışır.

    üstün körü bir özet yaparsak husserl yönelmişlik için "bilinç her zaman ve her durumda hep belli bir şeyin bilincidir." der. buradan bilincin mütemadiyen bir şey hakkında olduğu, belirli bir şey temsil ettiği, açıklanabilen ya da açıklanamayan bir nesneyle ilişki içerisinde olduğu anlamı çıkabilir.
  2. insan beyni, bir işi yaparken tecrübesi ile doğru orantılı olarak, o işle ilgili bilinç kaybına uğrar. ne yaptığının farkına bile varamaz. yeni olaylarda ise planlamadan çok doğaçlama vardır. ve bu doğaçlama pozitif sonuç getirirse, artçı tecrübelerde de aynısını uygulamaya çalışır. aksi takdirde, korku, heyecan oluşturur. korku, insan beynini sürekli çözüm arayışına soktuğu için ise "dasein", mağarasından çıkar.
    bu da şuna nedendir ki, tarih boyunca çoğu bilim ile uğraşan insan olmuştur, kimisi şu an bildiklerimiz ile o kadar çatışmıştır ki, sarı saçlı, mavi gözlü birine bile hitler'in dudak bükmesine sebep olabilir. biz ise sadece uyuşanları, tanrıya atfedilen sıfatlarla tanımlarız. oysa, yosemite sam'leri gözardı etmemeliyiz. onlardır ki, isimleri bilinmese dahi, bilinçlerde ortalamanın daha aşağısını belirleyip, ortalama üstlerine sıfatlar atamayı sağlamışlardır.