1. türkiye cumhuriyeti ve kktc'nin milli marşıdır. bu zamana kadar bu sayfanın açılmamış olması ise üzücüdür.

    !---- spoiler ----!

    korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
    sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
    o benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
    o benimdir, o benim milletimindir ancak.

    çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilâl!
    kahraman ırkıma bir gül! ne bu şiddet, bu celâl?
    sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helâl...
    hakkıdır, hakk'a tapan, milletimin istiklâl!

    ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
    hangi çılgın bana zincir vuracakmış? şaşarım!
    kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
    yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.

    garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
    benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
    ulusun, korkma! nasıl böyle bir îmânı boğar,
    "medeniyet!" dediğin tek dişi kalmış canavar?

    arkadaş! yurduma alçakları uğratma, sakın.
    siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın.
    doğacaktır sana va'dettiği günler hakk'ın...
    kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.

    bastığın yerleri "toprak!" diyerek geçme, tanı:
    düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
    sen şehid oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:
    verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.

    kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki fedâ?
    şühedâ fışkıracak toprağı sıksan, şühedâ!
    cânı, cânânı, bütün varımı alsın da huda,
    etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüdâ.

    ruhumun senden, ilâhi, şudur ancak emeli:
    değmesin mabedimin göğsüne nâ-mahrem eli.
    bu ezanlar -ki şehadetleri dînin temeli-
    ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli.

    o zaman vecd ile bin secde eder -varsa- taşım,
    her cerîhamdan, ilâhi, boşanıp kanlı yaşım,
    fışkırır ruh-ı mücerred gibi yerden na'şım;
    o zaman yükselerek arşa değer belki başım.

    dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl!
    olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl.
    ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl:
    hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;
    hakkıdır, hakk'a tapan, milletimin istiklâl!



    !---- spoiler ----!

    mehmet akif ersoy yazmıştır. osman zeki üngör ise bestelemiştir.

    sanırım burada şiirlerin yazarlarıyla birlikte başlık açılması gerekiyor ama bu konuda bir istisna yapılmalı. çünkü bu milletin şiiridir, bu milletin kanıyla yazılmıştır ve son kişi nefesini verene kadar da milletin olacaktır.

    ekleme: yazar ismi de eklendi. ben yine de isimsiz olmasından yanayım.
  2. 1921 yılında resmi olarak istiklal marşı kabul edilmiştir. 1924 yılında şiirin bestelenmesi için yarışma açılmış ve Ali rıfat çağatay'ın bestelediği marş kabul edilmiştir. ilk istiklal marşı
    1924-1930 yılları arasında bu marş kullanıldıktan sonra osman zeki üngör'ün 1922 yılında bestelemiş olduğu (osman zeki üngör'ün bir röportajında söylediğine göre, başka bir güfte için bestelenmiş olup, sonradan istiklal marşına uyarlanmıştır. bundan dolayı (bkz: prozodi) hataları mevcuttur.), batı müziğine ve senfoniye uyumlu olması açısından tekrar bestelenmiştir. şimdiki istiklal marşımız
  3. şimdiki gençlerin yarısının ruhsuz, hatta hiç okumadığı milli marşımız.
  4. "allah bu millete bir daha istiklal marşı yazdırmasın."

    mehmet akif ersoy
  5. mehmet akif ersoy'un rüyasında yazdığı rivayet edilir. uyanır uyanmaz duvara karaladığı "korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak..." dizelerinden ilham aldığı ve ödüllü milli marş yarışında en iyi seçilen istiklal marşı ile tevazu gösterip ödülü almak istememesi ile tam bir milli duygu besleyen kişidir. uyku ile uyanıklık arasındaki çizgide bilincin %5 ten maksimum seviyelerine ulaştığı ve bu aralıkta çoğu normal insan bile rüyasında şarkı yazdığını, şiir söylediğini ve en damar, en giderli sözlerin çıktığını uyanınca fark edip, çok iyiydi ama hatırlamıyorum, dediğinde kendisindeki cevheri fark ettiği olmuştur. başlangıç filmindeki bazı sözlerin de bu tezi doğruladığı apaçık ortadadır. bilimin de açıklayamadığı karabasan deyimi de işte tam da buradan çıkmaktadır. bilinç açıktır; ama sadece düşünceye yönelir bundandır ki ne el ne kol oynar. 5 duyu organını musluk olarak düşünün tek bir noktaya bağlı olduğunu ve 4'ünü kapattığımızda açık olan 1'inden su debisinin fazla olduğunu göreceksiniz, işte bilincin o çizgide nasıl fazla çalıştığının açıklamasıdır. mehmet akif ersoy hazır cevaplılığı ile de gönülleri fethederdi, bu ülke ne zaman gelişir? sorusuna, 'cuma namazına gelen cemaat, sabah namazına da geldiği zaman' diyerek belki/hem itikati belki/hem de fazla uyumamayayı önererek cevaplamıştı.
    han