kahraman tazeoğlu

Kimdir?

kendi dilinden… kahraman tazeoğlu’nun yaşam öyküsü ay’a ilk ayak basıldığı yılın 10 ağustos’unda doğdu. istanbul’un çileli ve kesmekeşli ortamında, o şehirde bir ömür harcayacağını bilmeden hep “düşünen” bir çocuk olarak büyüdü. cevizli semtinde, bir dere kenarında oynarken, mahallenin delisi kovalayınca “korkuyla” tanıştı. ailesi istanbul’un mutena semtlerinden fenerbahçe’ye taşınınca daha az korkmaya ve fenerbahçeli olmaya basladı. 6 yasinda ilk kez bir maça gitti ve en sevdigi fenerbahçe şapkasını çaldırdı. (bugün bile o şapka için üzülür). 7 kardeşin 2 numaralı olanıydı ve ilerde bir mahalle takımında 2 numaralı formayı giyerek maçlara çıkacağını bilmiyordu. ablası okula başlayınca çok kıskandı ve saçını çekti. bir yıl sonra ise okulunun ilk gününde annesi onu sınıfına sokmayı zor başardı… o gün çok ağlamıştı. arkadaşları teneffüslerde çesitli oyunlar oynarken, o hep “düşünüyordu”… ilkokul bittiğinde bir korku filmi senaryosu yazdığını iddia ederek arkadaşlarına kendini güldürdü. daha sonra sinema ile sadece “seyirci” olarak ilgilendi. o hep bir sinema tutkunu olarak yaşayacaktı; çünkü siirle daha tanışmamıştı. 12 eylül ihtilalinde ortaokula başlayacaktı ve tek başına belediye otobüsüne binmeyi öğrenecekti. daha sonra yağ, tüp, şeker ve gaz kuyruklarında beklemeyi ve soğuklarda üşürken ağlamamayı… mahallede her kırılan camdan tazeoğlu kardeşler sorumlu tutulmaya başlanınca, baba hayati tazeoğlu ani bir göç harekatıyla tüm aileyi yeniden cevizli’ye taşıma kararı aldı. buna en içerleyense küçük kahraman oldu. geride bıraktığı mahalle arkadaşlarını bir gün yeniden görebilmek ümidiyle yanıp tutuşurken birden ilk defa yaşayacağı bir duyguyla karşılaştı. karşı komsunun kızına aşık olmuştu. mutluluğu, acıyı, hüznü ve ağlamayı yeniden keşfetti. bütün bunların toplamının ona şiiri öğreteceğini bilmiyordu. ablasının yazdığı şiirlerle dalga geçerken hatta “şiir de neymiş; saçmalık” diye iddia ederken gece gündüz şiir yazmaya başladı. sonunda o terk edildi ama şiir onu terk etmedi. yine aşık oldu, yine terk edildi, yine şiirler yazdı. matematiği gereksiz bir ders olarak gördüğü için, hocaları da onu gereksiz bir öğrenci olarak gördü. uzun bir süre ara vereceği eğitimini daha sonra bin pişman olarak devam ettirecekti. bu arada ailesi “eti senin kemiği benim” diyerek onu bir kuaföre çırak olarak verdi. 10 yıl sürecek bu macera özel radyoların açılmasiyla sona erecekti. bir yaz gecesi arkadaşının evinde balkon sohbeti yaparken arkadaşının annesi uykusundan uyandı ve “oğlum kapatın şu radyoyu da yatın artık” dedi. halbuki radyo kapalıydı ve konuşan 19 yaşındaki genç kahraman’dı… çocukluğundan beri özendigi spikerlik hayali daha da derinleserek artmaya baslamisti. annesi bebekliğinde çok ağladığı zamanlarda onu radyonun yanına yatırır ve susmasını sağlardı. çok çocuğa bakmakla yükümlü olan bir annenin bulduğu bu çözüm ilerde küçük kahraman’ı radyocu yapacaktı. derken; günlerden bir gün, türkiye’de ilk özel radyolar açılmaya başladı ve mesleğinde çok önemli bir yere gelmiş olan genç kahraman, bu işe sevdalandı. artık o radyocu olabilmek için yıllarını verdiği mesleğini bırakabilirdi. sıkı bir radyo takipçisi olan genç kahraman, “gecenin serserisi”ni dinleyerek hatta yayın yaptığı radyoya kadar gidip kendisiyle tanışarak hayatında ilk kez bir radyo stüdyosu gördü. bununla da kalmayıp orhan çetin tarafindan programa konuk edildi, şiirler okudu. gelen olumlu tepkiler kendisini yüreklendirdi ve o gün radyocu olmaya karar verdi. mesleğini zirvedeyken bırakarak, yayın hayatına yeni “merhaba” diyen kadıköy fm’de yayına başladı. sonraki rüzgarlar onu baska radyolara sürükledi ve son durağı en sevdiği ve mutlu olduğu radyo 7 oldu. şimdi mavi ada diye bir yerden şiirler seslendirerek gece bunalım oranını yükseltme çalışmalarını sürdürüyor. kahraman tazeoğlu’nun “seni içimden terk ediyorum” “ölü bir kentin morg alfabesi” adli iki şiir kitabı var. bu kitaplara bir de “araz” adlı bir romanını ekledi. “mavi ada mektupları” ve “tutsak mektuplar” adli iki derlemesini de listeye ekleyerek 5 kitaba ulaştığını söylersek geriye sadece asağıdaki notu düşmek kalır not: ablası artık şiir yazmıyor. kitapları:  *seni içimden terk ediyorum (şiir), 2001 (yedi harf yayıncılık) *ölü bir kentin morg alfabesi (şiir), 2002 (yedi harf yayıncılık) *mavi ada mektupları (mektup), 2002 (yedi harf yayıncılık) *tutsak mektuplar (mektup), 2004 (yedi harf yayıncılık) *araz (roman), 2005 (yedi harf yayıncılık)

*susacak var (roman), 2006 (yedi harf yayıncılık)

*mavi ev (öykü), 2007 (yedi harf yayıncılık)  



  1. çalıştığım kitapçıya gelen kızıyla birlikte gelen adam. kahraman tazeoğlu'nun kitapları var mı diye sormuştur tarafıma. yok abi ahmet batman var ama o tarzda dediğimde alınmamıştır umarım^:it's not personal kahraman it's strictly business^. sonra kahraman tazeoğlu benim demişti. biraz egolu bir eleman gibi gözüktü gözüme.
    zgrkk
  2. şunu da başımıza yazar şair yaptılar ya daha da bir sey demiyorum.
  3. kitaplari bayik olan yazar 1 kez okudum ask kitaplari beni bayiyor
  4. saçma sapan sözleri ve şiirleri var; aşkı cemal süreyadan dinleyince zaten anlıyorsunuz kahraman tazeoğlunun kalitesini... mesela demiş ki: "lütfen bu kadar acımasız olma." ben bu cümleye bakıyorum bakıyorum ama anlayamıyorum bu söz çok derin de benim mi kapasitem yetmiyor ki arkadaş, insanlar facete falan paylaşmıştı; cümlenin sağ altına da böyle alacalı bulacalı kahraman tazeoğlu yazmışlar sanki hayatın anlamını bulmuş da yazmış gibi. velhasıl kelam, her ay bulup buluştursak maaşını versek de, o da kitap şiir miir yazmasa...
  5. popüler bir günümüz yazarı..
    genelde erkekler kız tavlamak için, kızlar da şiirsel ve derin görünmek için alırlar. ama ne var ki, ülkemizde nazım hikmet gibi büyük bir şairin kitapları tutulmazken, kahraman tezeoğlu gibi yeni yetmelerin kitapları yok satmaktadır..
  6. ahmet batman ile turk edebiyati yazarlarina dahil oldugunu okudugumda sasirmistim.

    ergence aforizmalarin pazarlanis seklini, aylik geliri 600.000 lira olan nihat hatipoglu'nun dini somurerek pazarlama sekli arasinda bir fark goremedigimden midir, yeni tureyen yazarlarla lise ogrencilerinin aski betimleme seklinden midir, surekli ayni paralel cizgide olmasindan midir; bir turlu cozememisimdir.
  7. saçma sapan aforizmalar kasarak meşhur olan mevlana'nın yozlaşmış günümüz versiyonu.
  8. canan tan'ın tüm kitapları birbirinin aynı dedim evet ama ondan kötüsü var mı derseniz, buraya buyrun.
    zaman kaybı, kağıt israfı. ilk okuduğum kitabı ile kimseyi yorumlamam ama ikinci bir kitabını okuyabileceğimi sanmıyorum.
    peki kim satın alıyor bu kadar kitabı derseniz; havalimanında okunacak bir kitap ararken kitapçıdaki çocuğun tavsiyesini dinleyen zavallı ben.
    dönüşte çocuğa bir iki iyi kitap hediye edeceğim. okusun görsün iyi kitap nasıl olur ki bir daha kimseye bu tavsiyeyi vermesin.
  9. sevemediğim pek popüler yazar...
  10. şiir ve öykülerinde kelime oyunu yapacağım diye kasım kasım kasılan, saçma sapan bir kelime oyunu yapmayı sanırım üstün bir başarı olarak göre kitap yazan kişi.