1. sen bende neleri öpüyorsun bir bilsen
    herkesin perde perde çekildiği bir akşam
    siyah bir su gibi yollara akan yalnızlığı öpüyorsun
    ağzında eriklerin aceleci tadı
    elleri bulut, gözleri ot bürümüş ekin tarlası
    bir çocuğun düşlerine inen tokadı öpüyorsun.
    yağmur her zaman gökkuşağını getirmiyor
    aralık kapılarda bekleyişin çarpıntısı
    bir kadının eksildikçe ömrüme eklenen
    uzun gecelerini, solgun gövdesini öpüyorsun.
    uzak dağ köylerine vuran ay ışığı
    kerpiçlerden saraylar kuruyor yoksulluğa
    ne suların ibrişimi ne gökyüzü ne rüzgâr
    sen bende gittikçe kararan bir halkı öpüyorsun.

    sakarya caddesi'nde sarhoşlar
    rakıyla buğulanmış kaldırımlarına gecenin
    yüksek sesle bir şeyler çiziyorlar.
    yalnızlık her koşulda bir sığınak bulur, diyorum
    uzanıp dudağımdaki titremeyi öpüyorsun.
    örseler acıyla düştüğü yeri
    susarak büyüyen adamların sevgisi.
    ağzında pas tadıyla bir inceliği söylemek
    bir gülünç içtenliktir, gecikmiş ve ezik
    sen bende yanlış bir ömrün tortusunu öpüyorsun.
    insanın zamana karşı biricik şansıdır aşk
    onca kapı onca duvar içinde bulur aynasını.
    sen bende neleri öpüyorsun biliyor musun
    herkesin simsiyah kesildiği bir akşam
    yıldızlarla yedirenk gökyüzünü öpüyorsun.

    sen bende, gözlerinin anne ışığıyla
    bir solgunluktan doğan kocaman bir çocuğu öpüyorsun.