• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (8.00)
la fille sur le pont - patrice leconte
paris’te bir köprü ve gece… seine nehrinden sarkmakta olan bir kızın gözlerinden yılların acısı akmaktadır. hiçbir yerden gelen bir adamın uzaktan gördüğü bu kıza karşı bir ilgisi oluşmuştur. adam ‘bıçak atıcı’ olan gabor’dur ve şovu için canlı bir hedef arıyordur. hayata dair hiçbir umudu kalmamış olan kız adamın teklifini kabul edecektir. birlikte ölüm ve yaşamı birlikte tanımlayacakları bir turneye çıkacaklardır. vanessa paradis ve daniel auteuil’in başrollerini paylaştıkları çok sevilen fransız filmi fille sur le pont’un yönetmen koltuğunda patrice leconte oturuyor.


  1. böylesini hiç yaşamadığım bir duygudan bahsediyor: aşk. alakasız tatlardan leziz bir çorba gibi. sıcak, komik, fantastik, mutsuz, umutsuz, sevimli, romantik ve erotik. ayva göbekten içilesi.

    !---- spoiler ----!

    uvertürde oryantal bir hava var. birazdan müzeyyen senar'ı göreceğiz sanki, ağzında rakı bardağıyla sahnede çılgın atarken. fransızlığından şüphe ettiriyor bir an.

    adele'in kocaman siyah beyaz gözleri ıslak, tutkulu... umutsuzluk ve şanstan bahsederken dudakları, rüzgarda ahenkle salınan perde gibi karşı aparmanın penceresinde. ara ara boy veren ayrık iki dişi dikizliyorsun.

    - Şansım yaver gitmedi.
    - Şu kıvrımlı, yapışkan sinek kağıtlarını bilir misiniz?
    - Onlar gibiyim.
    - Çevremdeki bütün pislikleri topluyorum.
    - Arta kalan tüm kirleri toplayan, bir elektrik süpürgesi gibiyim.
    - Şansım hiç yaver gitmedi.

    gabor'la sergiledikleri "şey" gösteri değil; ayin, orgazm.

    Who Will Take My Dreams Away? - Marianne Faithfull

    birbirlerinin tamamlanmamış diğer yarısını temsil ettiklerini iddia etseler de, bir türlü itiraf edemiyorlar. adele'in dişleri gibi ayrılıyorlar, ancak muhabbetleri dudakları gibi bir bütün.

    I'm Sorry - Brenda Lee

    sonra ne oluyorsa ezan sesi geliyor semadan, bıyıklı bir dayı beliriyor tarihi yarımada'da:

    - ne iş yapıyon la sen?
    - artiste... artiste dö müzikol.
    - hassiktir la artiz.

    çok acayip film lan.

    !---- spoiler ----!
  2. son bölümleri istanbul'da geçen şahane fransiz filmi.
  3. koprudeki kiz.

    bazi seylere karsi anlamsiz bir begeni hasil olur ya insanda, hakettiginden cok daha fazla seversin... aha iste benim icin de bu film aslinda oldugundan cok daha iyi bi filmdir.

    dogru hatirliyorsam ilk defa 16 sene evvel ankara'da bati sinemasinda izlemistim, muhtemelen zamanin etkisi, belki biraz kalp sizisi, belki tam yerine denk gelmislik...

    bu filmde daniel auteuil muthistir... sonlara dogru istanbul'da gecen sahneler o kadar gercekcidir ki, gizli kamera ile cekilmis hissi verir. gabor'un umitsizlikten satmaya calistigi bicagi begenmeyen teyze halen gozumun onunde.. :)
  4. les amants du pont-neuf filmini izleyeyim derken aklımın karışması sonucu şans eseri izlediğim harika film.

    görsellikleriyle, hayatlarıyla, hikayeleriyle "kusurlu" tanımı yapılabilecek insanların kusursuz hikayesi. film bittiğinde biri sorsa seviştiklerine, en azından öpüştüklerine her iddiaya girebilirdim. oysa, benim için şaşırtıcı olan bu kadar yüksek dozda bir tutkunun bu sahnelere yer verilmeden pekala anlatılabilmiş olmasıydı.

    üzerine bir de bıçakların sıyırdığı yaralarını sararken, ikisi uzaktan anlaşırken gözüme bir şeyler kaçtığı bile oldu. yok, ağlamadım.
    mesut