-
yükseklik korkunuz, panik atağınız varsa, kontrol manyağı iseniz, özgürlük ölümü hatırlatıyorsa, savrulmak size göre değilse, hayalleriniz ölüm fakat gerçekleriniz yaşamaya devam etmekse kesinlikle gitmelisiniz.
ölüm gibi bir şey olur, fakat kimse ölmez. her seferinde öleceğinizi düşünürsünüz ve her seferinde de yanılırsınız. "tamam, bu sefer kesinlikle öleceğim" dersiniz fakat her seferinde ölmemeyi seçersiniz.
lunaparktan ölümüne korkmuyor ya da onu ölümüne sevmiyorsanız, bir doktora gitmenizi öneriyorum. kız arkadaşım bayılıyor mesela. ben ise çok korkuyorum.
... devam edemem, devam edeceğim.^:samuel beckett^
ayrıca,
ontolojik mesele yüzünden ölen kimseye rastlamadım, diyen camus'e inat gondol'a binip şiir yazmayı deneyebilirsiniz. -
adı sanıldığı gibi, ingilizcede ve italyancada ki ay kelimesinden gelmemektedir. adını ilk kez lunapark gibi şeylerin pariste kurulmasına vesile olan sonra sovyet rusya kültür bakanlığı benzeri bir kurumun başına geçecek olan anatoli vasilyeviç lunaçarski isimli adamdan alır. -
adrenalinin tavan yaptığı eğlence mekanı. yükseliklik korkusu olmamasından mütevellit ranger'a binmek istiyorum ama bu dönen ahtapot tarzı şeylere kafanın gitmesi sonucu istesem de binemem. -
eskiden çok giderdim babamla nerdeyse her hafta sonu giderdik. sonra malum ankaradaki gençlik parkı it kopuk yuvasına döndü gitmeyi bıraktım.
şimdi düzeldi falan diyolar da bilmiyorum bi türlü denk gelmedi. -
çocuğuna içirdiği suyun markasına dikkat eden, üşütmesin diye akşam gezmesine çıkarken yanından hırkasını eksik etmeyen, havuzu hijyenik bulmayan, hormonsuz tavuk bulmak için kilometrelerce yol giden annelerin, üzerine titredikleri çocuklarını umarsızca teslim etmekte beis görmedikleri , daha kim tarafından nasıl kurulduğu, kontrol ve bakımlarının yapılıp yapılmadığı belli bile olmayan elektrometal makinalardan oluşan intihar-eğlence panayırı. -
hicbir zaman sevemediğim, zevk alamadığım, son derece güvensiz bulduğum, benim için eğlencenin asla olmadığı yer. hickimse beni o aletlere bindiremeeeeez.