1. mutlu
  2. pratiği ve teoriği deniz'den çok daha kuvvetli olmasına rağmen adı deniz kadar bilinmeyen yoldaşımız. denizleri kurtarmak amacıyla kızıldere'de kaçırdığı teknikerlerle ve yoldaşlarıyla birlikte katledilmiştir. ertuğrul kürkçü bu katliamdan sağ olarak kurtulan tek kişidir. son sözü ise "biz buraya dönmeye değil, ölmeye geldik" olmuştur.
  3. en dişe dokunur özelliği jimmy fallon'a çok benzemesidir. başkaca bir numarası da yoktur.
  4. "o mükemmel bir kafa,
    mükemmel bir yürek,
    yumruklarıyla erkek,
    gözleriyle çocuktu.
    hudutsuz ve allahsız bir baştı o.
    yoldaştı o..."
  5. mahir çayan'ı yıllarca yanlış anladılar. kendilerini mahir çayan'ın yolundan gidiyoruz diye tanımlayanlar; atatürk'ün bir devrimci olduğunu, anadolu ihtilali'nin kahramanı olduğunu görmezden gelip, mahirler'in yolundan gitmeye devam ettiler. yıllar boyudur süren soldaki karmaşıklık ve bölünmeler, aslında mahir'leri ve deniz'leri anlayamamaktan kaynaklanıyor. devrime giden yol; ilk atatürk'ü, sonra mahir'leri ve deniz'leri iyi anlamaktan geçer. ne yazık ki; on'ları anlamamakta ısrar edecekler gibi duruyor...

    mahir çayan'ın thkpc savunmasından notlar:

    "iddia makamı, ihtilalci kavramı ile marksist kavramını eş anlamda kullanmaktadır.

    bu anlayış, hayatın realitelerine, dünya devrimci pratiğine ve de bilime aykırı bir anlayıştır. sosyalist olmayan bir kişi pekâlâ ihtilalci olabilir. mesela: büyük fransız devriminin önderleri, marat, robespier… sosyalist değillerdi, ama gerçek birer ihtilalci idiler.

    proletaryanın ideolojisi olan sosyalizmin henüz teorik ve pratik temellerinin mevcut olmadığı 18'inci yüzyıl için geçerli olan bu durum, 20'nci yüzyılda da geçerlidir.

    bu gerçek, 20'nci yüzyılda yani sosyalist ve milli demokratik devrimler çağında emperyalist boyunduruk altında olan bizim gibi ülkelerde özellikle geçerlidir.

    şöyle ki:

    bolivya'da yankee emperyalizmine karşı isyan bayrağı açarak dağa çıkan papaz camillo torres, sosyalist değildi, ama gerçek bir devrimciydi.

    cezayir halk savaşı'nda, fransız emperyalizmine karşı, kanla, ateşle halkının kurtuluş destanını yazan cezayir milliyetçileri marksist değillerdi, ama kelimenin gerçek anlamıyla ihtilalciydiler.

    dünyanın ilk zaferle biten halk savaşını sürdüren kuvayi milliye'nin yönetici kadrosu sosyalist değildi, ama sapına kadar ihtilalciydi…

    keza, bugün, vietnam'da amerikan emperyalizmine karşı dövüşen budist rahipler marksist değillerdir, ama devrimcidirler.

    hayat, bunun tersinin de geçerli olduğunu söylemektedir. 20'nci yüzyıl devrimci pratiği, sosyalist olmayan devrimcileri kaydettiği gibi, tüzük ve programlarında 'marksist-leninist' yazan pek çok örgütün (ve de mensuplarının) devrimci olmadıklarını da belirtmektedir.

    mesela, latin amerika'da milli kurtuluş harekatına yan çizen pek çok 'marksist parti' vardır. ama bu parti ve mensuplarının hiçbiri devrimci değildir. papaz camillo torres bunların hepsinden daha ileridir ve de devrimcidir.

    keza, cezayir halk savaşı'nda milli kurtuluş savaşı'na yan çizerek, cezayir için en iyi çözüm yolunun sosyalist fransa'nın bir eyaleti olmasında gören cezayirli sosyalist aydın da, o'nun partisi de devrimci değildir. bilimsel sosyalizm'den habersiz cezayirli bir milli kurtuluşçu, bu aydından da, o'nun partisinden de ilericidir, devrimcidir.

    bu örneklere, sayısız örnekler katmak mümkündür.

    kısacası, kim emperyalist boyunduruğa karşı, halkının kurtuluşu için, bütün varlığını ortaya koyarak savaşıyorsa ihtilalci de, devrimci de, ilerici de odur!

    ihtilalci ve ihtilal kavramlarından, sadece sosyalist ve proletarya devrimini anlayan iddia makamı için, atatürk, elbette ki devrimci (ihtilalci) değildir; evrimcidir. bize ve tarihe göre, meselenin bu izah tarzı, en nazik deyimle, g. m. kemal atatürk'ün tarihî kişiliğini ve o'nun eseri olan anadolu ihtilali'ni hiç ama hiç anlamamanın somut belgesidir. ve g. m. kemal atatürk'ü bu şekilde değerlendirenler ne kadar atatürkçülük iddiasında olurlarsa olsunlar onların atatürkçülüğü, 'gardrop' atatürkçülüğünden öteye gitmez.

    hayatın cilvesine bakın ki, onun açtığı yolda milli kurtuluş bayrağını 1971 türkiye'sinde dalgalandıran bizler, o'nun adına, o'nunla uzaktan yakından ilişkisi olmayanlar tarafından o'na ihanetle suçlanıyoruz.

    gerçekten garip olan bu durum, asla bizi şaşırtmıyor. bu, tarihin her döneminde hâkim sınıfların uyguladığı bir taktiktir. ülkesinde dünyayı değiştiren, halkına ve ulusuna mal olmuş her ihtilalciyi, ölümünden sonra hâkim sınıflar (o'nun devrimci kişiliğini ve eylemini kendi sınıfsal çıkarları paralelinde tahrif ederek) o'nun izinde yürüyen devrimcilere karşı, kalkan olarak ileri sürerler. bu, objektif bir olgudur ve bugüne kadar, sınıflar mücadelesinde, ilerici gerici mücadelesinde hep böyle süregelmiştir.

    büyük fransız devriminde, karşıdevrimciler tarafından katledilmiş olan devrimci marat, bir süre sonra, o'nun izinde yürüyen devrimcilere karşı, karşıdevrimin bayrağı olarak çıkartılmaya çalışılmıştır. marat'ın izinde yürüyen jakoben'lere (robespier ve arkadaşlarına) karşı, tutucu jirondenler, marat'ı kalkan olarak kullanmışlardır. o'nun izinde yürüyenleri, o'nun adına, o'nu katledenler suçlamışlardır.

    ülkemizde de bugün aynı oyun oynanmaktadır.

    gazi mustafa kemal'in 'ya istiklal, ya ölüm' şiarını kendisine şiar edip, o'nun hedeflendirdiği 'tam bağımsız türkiye' için mücadele edenlerin karşısına, karşıdevrim, atatürkçülük iddiasıyla çıkmaktadır.

    bu, tarihin paradoksudur.

    (…) kemalizm, emperyalist boyunduruk altında olan yarısömürge ülkelerin devrimci milliyetçilerinin bir kurtuluş bayrağıdır. kemalizm'e ruh veren, onu yaşatan, milli kurtuluşçuluğun (yani, antiemperyalist ve antifeodal) tavır alışıdır.

    kemalizm, ülkemizde asker sivil aydın zümrenin geleceğini yansıtan, antiemperyalist ve antifeodal bir tavır alıştır. bu yüzden kemalizmin sağı solu olmaz.

    kemalizm soldur, milli kurtuluşçuluktur, emperyalizme karşı bu zümrenin isyan bayrağıdır.

    milli kurtuluşçu bir tutum yansıtması açısından bizler sapına kadar atatürkçüyüz. onun milli kurtuluşçuluk bayrağını, hayatımız da dahil, her şeyimizi ortaya koyarak biz dalgalandırıyoruz."

    ve savunmayı şöyle bitirirler:

    "seçtiğimiz yol, gazi mustafa kemal'in açtığı yoldur.
    o'nun başlattığı anadolu ihtilalinin yoludur.
    parolamız, 'ya istiklal ya ölüm!'
    hedefimiz, 'istiklal-i tam türkiye'dir."
  6. kızıldere'de bulundukları ev kuşatıldığında dışarıya "erleri geri çekin, rütbeliler gelsin" demiş, yoksul halk çocuklarına karşı silah kullanmayı reddetmiştir... çık sokağa sor şimdi kimdi diye, terörist, merörist...sen kimsin? kafa kesen demokrat...
    mesut