• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (7.83)
me and earl and the dying girl - alfonso gomez-rejon
bir yandan lise hayatı, bir yandan ergenliğin sosyal engebeleri..lise son sınıftaki greg’in huzura kavuşmak için kendince bulduğu yöntem kimseyle yakınlaşmamak, olabildiğince göze batmamak. ancak annesi, greg’i kanser hastası sınıf arkadaşı rachel’a yarenlik etmesi için zorlayınca bu hassas dengeler tamamen alt üst oluyor. yine de bu sayede greg, gerçek dostluğun ne olduğunu keşfediyor.


  1. klasik gençlik filmi klişesinden çok uzak bir film. aslında sadece filmin sonundan bahsetmek istiyorum ama haksızlık olur. duygusal olarak biraz yıprattığını söyleyebilirim sadece galiba.

    !---- spoiler ----!


    sebepsiz yere mutlu oldum bu görüntü karşısında.

    !---- spoiler ----!
    rihan
  2. "bazı şeyler başımıza gelmeden anlaşılmaz, başkalarının tecrübelerinden tecrübe kazanmak olgusu bu noktalarda tükenir. kanser, yakınımızın ölmesi gibi konularda diğer kişilerin tek yapması gereken yaşamadan anlayamayacağını anlamak olmalıdır." bu temayı güzel bir şekilde işleyen filmdi. oyunculuklar gayet iyiydi, izlerken boğazınız düğümlenebilir.
    abi
  3. filmi izlemenizi önermem de ki sebep, güzel bir ''104 dk'' geçirmeniz içindir.

    filmle ilgili bi iki fikir ise (kesinlikle spoiler vermeden):

    karakterler çok iyi, herkes birbirini tamamlıyor gibi, greg (bkz: thomas mann) ın çokiyi bir oyunculuk çıkarmış.

    görüntü yönetmenliği kesinlikle çok başarılı, rahatlıkla sıkılmadan 2 saatinizi geçirtiyor.

    kurgu çok başarılı..

    !0 puan vermemem deki tek sebep ise karakterler biraz daha detaylı verilebilirdi. elinde racheal gibi güzel bir kız varken biraz daha detaya inilebilir, earl gibi bi dost varken biraz daha farklılaştırabilirdi.

    elbette bunlar benim şahsi fikirlerim.

    sonuç olarak filmi izleyin, hayatınıza güzel bişiler katın..
  4. sade. bunu başarmak gerçekten çok zor. yalın bir dil, yalın bir sunum, sömürüsüz bir hastalık evresi ve arkadaşlık. izlemezseniz bir şey kaybetmezsiniz. izlerseniz sevebilirsiniz.
  5. son dönemlerde gençlik filmleri konusunda epey ilerleme olduğunu düşünüyorum. sakin, keyifli, abartıdan uzak ve naif filmler yapılıyor. büyüme filmi diyorum bunlara ben. bu film ise bu türün son örneklerinden bir tanesi. gençlerin hayattaki aşk, ölüm, hastalık, arkadaşlık, bağlılık, sorumluluk gibi en temel kavramlarla tanışmasının en sade halini görüyoruz burada yine.

    fragmanı burada https://www.youtube.com/watch?v=60EM5t6FBgg

    film adından da anlaşılacağı üzere ana karakter greg, yakın arkadaş earl ve ölen kız rachel'ı anlatıyor. burada earl ve rachel'ı çok yakından tanıma, inceleme şansımız fazla olmuyor. daha çok greg'in zihninden izliyor, ona inanmak zorunda kalıyoruz anlattıkları için.
    bana kalırsa sahne geçişleri yer yer wes anderson'ı andırıyor.
    belki ikinci defa izleme ihtiyacı hissetmeyeceksiniz. hayatınızın filmi olmayacak. ancak size keyifli bir 2 saat ve sonrası için hatırlayacağınız birkaç güzel diyalog ve sahne vadediyor.

    ayrıca bunu beğenen şunları da beğendi:

    (bkz: the fault in our stars)
    (bkz: it's kind of a funny story)
    (bkz: the kings of summer)
    (bkz: the way way back)

    not: konudan giderek saptım sanki, ancak hatrı kalsın istemedim diğer filmlerin de.
  6. 2 saat boyunca lösemi bir kızın en yakını haline gelen kişinin gözünden hastalık süreci anlatıldığı halde sömürü boyutuna girmemesi yönüyle izlenebilir hale getirilmiş film, aksi halde duyarlı, ağlamaya meyilli insanların izlememesi gereken bir film olurdu. filmin adı ben, earl ve ölen kız olmasına rağmen,

    !---- spoiler ----!

    kız ölmüyor.

    !---- spoiler ----!

    "özür dilerim"...