1. genellikle otoritenin çarpıklıklarını, yalanlarını, yolsuzluklarını, kirli oyunlarını örtbas etmek için devreye sokulan mekanizma. tabii bu çok sığ bir tanım. medya birçok açıdan ele alınıp incelenmelidir. sosyolojik açıdan, politik açıdan, psikolojik açıdan vs. fakat asıl önemli olan medyayı kullanabilmek. bunun için önce işleyiş mekanizmasını anlamak gerekir. medyanın denetim toplumu konusunda önemli bir rolü olduğu gibi, belli birtakım stratejileri, taktikleri vardır. bunların iletişim ve medya uzmanları tarafından iyi analiz edilmesi gerekir.

    dünyadaki gerek finansal gerek siyasal otoritelerin en sevdiği oyun bahçesi ve en sadık dostu^:köpeği^ olan medya iyi analiz edilmezse toplumlar ve bireyler uyutulup milyarlarca askeri olan bir aptallar ordusu yaratılabilir. bu otorite toplumdan çıkması muhtemel aykırı sesleri tek başına bastıramayacağı, bastırsa bile bastırma yöntemiyle daha geniş aykırı seslere neden olabileceği için kitle iletişim araçlarıyla kendine inanan bir ordu yaratıp bu muhalifleri toplumun kendi içinde eritmesini sağlayabilir.

    bu noktada en büyük iş karşımedya ve sosyal medyaya düşüyor. anaakım medyadan toplumu doğru yolda hareketlendirecek bir eylem bekleyemeyiz. bazen görünen otoriteye karşı yayınlar yapsalar bile bu bir başka otoriteye hizmet eden yayından öte bir şey olmayacaktır. bu nedenle karşımedya ve sosyal medyanın gücü önemini bir kat daha artırıyor. bu iki medya doğru kullanımı durumunda gerçekleri açığa çıkarmakla kalmayıp bu yönde toplumu bir seçim yapma yoluna kanalize edebilir. seçim yapma diyorum çünkü kesinlikle yönlendirmemelidir. yönlendirilmiş hareketler altı boş olacağı gibi sadece sonuçsuz olmakla kalmayacak, otoriteyi bir kere daha güçlendirecektir

    peki karşımedya ve sosyal medyanın yanlış kullanımı nasıl olur? bilgi kirliliği, ideolojik eksende eylemler, otoritenin yalanını ortaya çıkarmak için başka yalanlar söyleme gibi yollar tercih edilirse bu medyalar anaakım medyayı güçlendirip otoritenin ekmeğine yağ sürer. çünkü anaakım medyanın elinde daha geniş kitlelere ulaşma avantajı, finansal güç ve otoriteyle işbirliği gibi kozlar vardır. herhangi bir yalan yayını hızlı bir şekilde yayılıp karşımedya ve sosyal medya itibarsızlaştırılabilir. ideolojik eksenli yayınlar ise dogmatik ve keskin olacağı için halk bundan uzak duracak ya da en ufak görüş ayrılığında karşımedyaya inanmayı bırakma yoluna gidecektir. bu durumda karşımedya tam da medyanın olması gereken olmalıdır aslında. objektif ve sadece gerçekleri yayınlayan bir mekanizma haline gelmelidir. yani anaakım medyanın söylediği her şeye, otoritelerin yaptığı her eyleme karşı çıkmak yerine bunları objektif olarak aktarmalı ve insanları düşünmeye, sorgulamaya itmelidir. bilgi kirliliği kavramı ise çok da eski olmayan bir kavram. sosyal medyanın çok aktif kullanılmasıyla birlikte kendini daha çok göstermeye başladı. bilgi kirliliği sonucu oluşan kafa karışıklığı insanları sosyal medyadan uzaklaştırıp anaakım medyaya yönlendirir. çünkü bir olay veya durum hakkında örnekse on farklı haber yerine, tek haberi daha inandırıcı bulma yoluna gidecektir insan. elbette bu da otoritelerin tarih boyunca insanlara verdiği "tek bir doğru olabilir" fikrinden ileri gelen bir durum.

    kısacası medyalar arası savaş karşımedya ve sosyal medya doğru yöntemleri seçene kadar yani anaakım medyanın yöntemleri değil de, sorgulatıcı ve düşündürücü bir yöntem seçene kadar anaakım medyanın ezici üstünlükleriyle sonuçlanmaya mahkumdur. bu mekanizmayı yıkmaksa bize, yani halihazırda sorgulayan ve düşünen insanlara düşmektedir.
  2. otomotiv işçilerinin ülkemizdeki meşhur eylemini hatırlarsınız. peugeot ile başlayan daha sonra koç holding ile devam eden, peugeot zam kararı verip, üretimine devam etti. koç holding ise peugeot zam verdikten sonra mecburen işçilere zam vermek zorunda kaldı ve zam verdiği gibide yaptı yapacağını daha sonra eylemi başlatanları işten kovdular ve sebep ailelerine hakaret imiş ana akım medya da bunu aynen bu şekilde lanse etti ama ne bir görüntü ne bir ses kaydı vardı ailelerine hakaretten medya bunu hiç kurcalamadı, kurcalasalar biliyorlar ki reklam alamayacak, reklam gelirinden mahrum kalacaklardı. dün ise koç ailesinin zam verip işten attığı işcilerin dava açanlardan ilk grubun mahkemesi sonuçlandı ve işe iade kararı verildi ve işsiz kaldıkları süre boyunca maaşlarının ödenmesine karar verildi. gel gör ki ana akım medyada tek bir satırlık haber yok, mahkeme sonucu ile ilgili, maalesef medya sermaye sahiplerinin elinde olduğu sürece hiç bir zaman "doğru" habere, bilgiye ulaşamayacağız.
  3. insan türünün istediği türden, sürüngen beyine hitap eden yayınlar yapılır. nüans şu ki: medya bunları yayınlıyor diye insanlar bunları ister hale gelmez; halihazırda beklediği, arzuladığı şey budur insanın: kan, acı, sex... tv kanalları bir yana, ekşi sözlük'te bile gündemin ana etkenleri bellidir. bu, çok olağan ve insani.
  4. Medyanın neden giderek kötüye gittiğini, haber programlarında neden youtube videoları, android telefon kullanma rehberleri, satılamayan yiyeceklerin faydalarını izlediğimizi gayet güzel açıklayan bir alıntı. Yazarı belli olmadığı için dedikodu seviyesinde ama şu an kim yalan olduğunu düşünür?

    "Eski Hürriyet çalışanının satırlarında, "Uzatmadan içeride oynanan Bizans oyunlarını, medyanın amiral gemisi Hürriyet’in nasıl batırıldığını anlatayım" diye belirtilirken, "Eşini dostunu gazeteye dolduranlar yüzünden battı Hürriyet. Gazeteye doldurduğunuz şarkıcı, türkücü köşe yazarı-röportajcılar yüzünden öldü gazetecilik. Akçeli işlere girenleri bile hakkaniyetle ayıklayamadınız. Namusuyla düzgün, doğru gazetecilik yapanlara sahip çıkamadınız. Bunda sizin sorumluluğunuz var" ifadeleri kullanıldı."

    http://haber.sol.org.tr/medya/hurriyeti-karistiran-yaziyi-kim-yazdi-234409