• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (7.67)
mies vailla menneisyytta - aki kaurismaki
finlandiya sinemasının tartışılmaz en büyük yönetmeni aki kaurismaki'nin 2002 yapımı şahane filmi. film, 2002 yılında cannes jüri büyük ödülünü kazanmış ve 2003 oscar en iyi yabancı film adayı olmuştur. filmin hikayesi: bir adam yeni umutlarla tren yolculuğuyla helsinki'ye gelir. trenden inip bir banka oturduğu an bölgenin başına bela olmuş bir çete tarafından darp edilip soyulur. bu darp esnasında hafızasını kaybeder ve hikaye başlar.


  1. youreads sinema grubunun finlandiya haftası için seçmiş olduğu film. iyi ki bu film seçilmiş dediğim filmlerden oldu. aki'nin finlandiya üçlemesinin ikinci ayağı olan filmimiz finlandiya'nın yaşadığı yoksulluğu oldukça güzel vermiş ve bende üçlemeyi bitirme isteği uyandırmıştır. şimdi filmi izlerken aldığım birkaç nottan bahsedicem -ki grupla beraber izlediğimiz altıncı film oluyor bu, en fazla notu bu filmde tuttum-:

    !---- spoiler ----!
    trenle başlayıp trenle biten film. ilk kez nuri bilge ceylan'da görüp çok sevdiğim filmi jenerikten önce başlatma tekniği bu filmde de karşıma çıktı: dakika bir gol bir.

    finlandiya yönetimi ve toplumunun ince ince eleştirildiğine şahit oluyoruz. daha başlangıçta sokak serserileri, sonrasında umursamaz ve kaderci doktor daha ilerki sahnelerde polis, banka ve iş bulma kurumu ülkedeki sistemin tükenmişliğini net bir şekilde gösterdi. filmdeki en ilkeli insanın, işçilerinin ücretini ödemek için bankadaki kendi parasını soymak zorunda kalan şirket sahibinin olması ilginç noktalardan biriydi.

    finlandiya hayalimde refah dolu bir ülkeyken bu film o algımı aldı götürdü. film yoksulluk kokuyor. konteynerde ve çöpte yaşayan insanlar, cuma günü vakfın dağıttığı yemeğe muhtaç kişiler, istihdam sorunundan ötürü iş bulma kurumuna gelen başvuruların birkaç yıl içinde değerlendirilecek oluşu, adamımızın lokantadaki suyun bedava olup olmadığını sorması...

    güzel replikler, güzel tespitler de vardı filmde, üşenmeden doğrusuyla yanlışıyla not ettiğim birkaçı:

    "-hayat akıp gidiyor ama geriye doğru değil, öyle olsaydı başın dertteydi."

    hayır kurumunda bizimkinin giysi yardımı aldığı sahnede

    "-tanrının merhameti cennette hüküm sürer ama insanlar dünyada birbirine yardım etmeli."

    bizimkine konteyneri kiralayan adamdan bizimkine

    "ben ticaret yapıyorum, devlet ticaret yapanları korur."

    bence en önemli kısım

    "-bana eski günlerdeki gibi nakit ödeme yapamaz mısınız?
    - peki bankaların nasıl ayakta kalacağını sanıyorsun? kimse paranı nereye harcadığını bilemez. arpa ambarındaki başı boş ata benzersin."

    !---- spoiler ----!

    ilk otuz kırk dakika çok dolu gelip orta bölümlerde enerjisi düşse de gönül rahatlığıyla doksan beş dakikanın harcanabileceği bir film.
  2. izlerken neşe doluyor insan diyemeyeceğim ama bir sıfırdan başlama hikayesi ve bu yönüyle umut verici ve yenileyici bir film.

    rahatsız edici ölçekte olmasa da, farklı, ayrıksı yönleri fazlasıyla öne çıkarılmış ve bu nedenle karikatürize karakterler uçuşuyor film boyunca. bu yönüyle bana sessiz filmleri hatırlattı. sessiz filmleri hatırlattı hatırlatmasına da filmde diyaloglar ve müzik önemli bir yer kaplıyor.

    !---- spoiler ----!

    filmin hem senaristi, hem de yönetmeni olan aki kaurasmaki, geçmişi olmayan adam ve eski eşinin arkadaşı arasındaki diyalog, banka hırsızının sadece dondurulmuş hesabındaki kadar parayı gasp etmesi ve borçlu olduğu eski çalışanlarına dağıtılmasını sağlama aldıktan sonra intihar etmesi, irma'nın geçmişi olmayan adamı özgür bırakması vs vs ve onların karşısında ki karikatür kötü adamlarının hal ve gidişatlarıyla izleyiciye kendi kişisel ahlak anlayışını anlatıyor gibi.

    kasada kilitli kaldıkları sahnede bankacıyla, geçmişi olmayan adam arasında ki olası gelişmeler üzerine kendimle iddiaya girdim, kaybettim. ya da kazandım, fark etmez.

    !---- spoiler ----!

    filmde otoriteyi temsil eden istisnasız herkes kötü, anlayışsız ya da en azından yardım sever değil. bu yönüyle de ilginç bir film. buradan hareketle filmde bir eleştiri var mı derseniz elbette var ama bu film bir vadim o kadar yeşildi ki veya bir gazap üzümleri değil. bu filmde ki eleştiri sistem içi bir eleştiri ve mizahi.
  3. izlediğim ilk finlandiya yapımı film. oldukça naif, huzurlu bir atmosferi var. film bittiğinde hem gülümsetiyor hem de düşündürüyor.

    !---- spoiler ----!

    film yasa ve devletin kanunlarını itinayla eleştirmekte. bunu birçok sahnede görmek mümkün. devlet kurumunun insana bakış açısını yerden yere vurmakta. kimliği olmayan bir adam karşısında şaşkına dönen bir düzeni çok tatlı eleştiriyor. bunun karşısına bir yardım kuruluşunun konulması da ayrıca manidar. herhangi bir kanun ile sınırlanmayan, insana sırf insan olduğu için önem veren, yardım edilen birinden aldığı öneriyle kendini yenileyen bir kurum olarak karşımıza çıkması çok anlamlı. yardım kuruluşunda çalışan görevlilerin, dinsizler gününde inanmayan insanlar için kilise müziği yerine blues çalmaları ve bunu gayet samimi ifade etmeleri buna küçük bir örnek.

    ayrıca polis ve avukatın yasalar üzerinden konuşmasını gösteren bölüm; yasaların ne denli manipüle edilebilirliğini göstermesi açısından önemliydi.

    irma'nın saflığı ve çekingenliği, karısından dayak yiyen adamın gülümsemesi, sekiz patates hasat edip beşini seneye dikmek için saklayan ve bir patatesin yarısını komşusuna ikram eden geçmişi olmayan adamın samimiyeti, bankayı soyan adamın işçisine olan sadakati ve son olarak müziğin insan için ne kadar önemli olduğunu hissetmek için kesinlikle izlenmesi gereken filmlerden.

    şöyle de kallavi bir diyalog barındırır:
    -borcum ne kadar?
    -eğer bir gün bir çukurun içinde yüzüstü görürsen, sırtüstü çevirirsin; ödeşiriz..

    !---- spoiler ----!
    oz
  4. henüz nokia'nın finlandiya'yı ihya etmediği yıllarda geçtiğini anladığımız, izlediğim ilk fin filmi. adından da anlayabileceğiniz üzere (the man without a past) hafızasını kaybetmiş bir adamın kendine yeniden bir hayat kurmasını izliyoruz. özeniyor insan. geçmişin yükleri olmadan sıfırdan başlayabilmek güzel olurdu diye düşündüren ve müzikleriyle, ilginç diyaloglarıyla kendini izlettiren bir film.
    (bkz: youreads sinema grubu çok güzel gelsene)
    vagus
  5. Kendine bir kimlik yaratarak düzen içinde var olmak yerine, sadece insan olarak kendi yolunu bulmaya çalışan bir adamın trajikomik olaylar eşliğinde ilerleyen hikayesinin anlatıldığı, soğuk ülkeden çıkmış sıcak ve tatlı bir film.

    Tam her şey düzeldi derken yaşanan sinir bozucu aksilikleri, veya içinde bulunulan acınası durumu umutsuzluğa düşmek yerine hayatla dalga geçerek karşılamaya teşvik eden anlayışı, -bence pek de spoiler olmayan - şu şarkı ve kesit çok güzel özetliyor:

    https://www.youtube.com/watch?v=fn7wsxGZltM
    nox
  6. Aki Kaurismäki'nin Finlandiya trilojisinin ikinci filmidir. Bir adam gece vakti tren yolculuğu yaptıktan sonra parkta dayak yer ve hafızasını kaybeder. Geçmişi ile bugünü arasında seçim yapmak zorunda kalacaktır.

    Bu film 2002 Cannes Film Festivali'nde Jüri Büyük Ödülü'nü kazanmıştır. Diğer ödüllerini buradan görebilirsiniz.

    Yönetmen: Aki Kaurismäki
    Yazar: Aki Kaurismäki
    Yapım: 2002
    Tür: Dram, Romantik

    !---- spoiler ----!

    Özetle, Bay M eşiyle kavga edip gece vakti evden çıkıp gider. Bir trene binip uzaklaşmak ister. Ancak talihsiz adam o gece bir parkta yatarken bir grup gençten dayak yer ve hafızasını kaybeder. Adını, kimliğini ve geçmişini hatırlayamaz. Bu ona yeni bir hayat başlatma fırsatı vermiştir. Yeni arkadaşlıklar, yeni zorluklar ve yeni sevinçler adamı sardıkça artık geçmişinde olduğundan farklı biri haline gelir. Ancak bir gün geçmişteki eşi adamla irtibata geçer ve adam geçmişte nasıl biri olduğunu öğrenir. Bu onu yeni hayatından koparmaya yetmez ve adam hafızasını unuttuktan sonra kurduğu hayata geri döner.

    Finli oyuncular biraz robotik ve duygudan yoksun oynuyorlar. Film bu yüzden sıkıcı olmuş, akamamış. Duygu değişimlerini sadece sözlerden anlıyoruz. Davranış, jest ve mimik eksik. Belki de Helsinki'nin böyle bir yer olduğunu belirtmek istemiştir Aki Kaurismäki ancak bu tarzı filmi zor izlenir kılmış.

    !---- spoiler ----!