1. sanıldığı gibi islam toplumlarının ortaya çıkardığı bir fikir değildir. batı'nın yarattığı, geliştirdiği ve öylece dünyaya yayılan bir fikir, muhafazakarlık. ve yine kendini muhafazakar addeden insanların zannettiği gibi kapalılık ve salt gelenekselcilik de değildir. islamcılık ile muhafazarlık arasında bariz ve keskin çizgiler vardır.

    eski ile yeninin harmanlanabileceği, doğrusu farklı olanın ölçülüp, tartılıp ait olunan kültüre uygunluğunun araştırılıp şayet uygunsa benimsenebilineceği bir fikir akımıdır.

    fransız devrimini takriben bu devrimin yanlısı olmayan öncelikle edmund burke olmak üzere ve ileri gelenlerin, bu tepeden inmeci devrimin yapmış olduğu eskiyi kökünden yok edici ve toplumun sinir uçlarına dokunan yeniliklere karşın ortaya çıkmıştır.

    fransız devriminin gerçekten de ortaya çıkarken eskiye ait hiçbir köprü bırakmayarak ve doğrudan bir anda gerçekleştirilmiş bir devrim olduğu aşikârdır. bu yönden türkiye'deki atatürk devrimleri de bunun gibidir. yalnız düşünülmelidir ki osmanlı daha öncesinde tasarlamış olduğu yenilik hareketlerini zamana yayarak ve eskiyi de bir arada tutmaya çalışarak gerçekleştirmeye çalışmış fakat bunda pek de bir neticeye ulaşamamıştır. hatta bu açıdan osmanlı'nın yenilik politikalarını ingiliz devrimine benzetmek hiç de yanlış olmaz.
  2. Muhafazakârlık, siyasi bir ideolojidir. geleneksel sosyal etmenlerin muhafaza edilmesini destekleyen politik ve sosyal felsefedir. geçmişten gelen her türlü kültürel ve medeni birikimleri korur. değişmemeleri için direnç gösterir. onlar için toplumsal değerler çok önemlidir.

    İnsanlar bazen kendilerinin veya başkasının dünya görüşünü belirtmek, bazen bir tutumu övmek veya yermek, bazen iktidarı bazen de muhalefeti tanımlamak için bu kavrama başvururlar.

    ayrıca muhafazakârlık, yeni kazanımları ve değerleri de korur. bu açıdan, herkesin istediği bir toplumsal düzen gerçekleştiğinde muhafazakârlaşabilir. solcular da buna dahildir.

    İngiliz filozof Edmund Burke, Muhafazakârlığı sistemli bir düşünce olarak ilk savunan kişi olmuştur. Burke, Fransız Devrimi zamanında yaşamış, devrime karşıt bir düşünürdü. O sırada İngiliz devlet adamları arasında Fransız Devrimi'nin İngiltere'ye yayılacağı endişesi yaygındı.

    kaynak
    kaynak 2
  3. "hem pastam dursun, hem de karnim doysun" mottosunu yasam tarzi edinmektir.
  4. hiç sevmem diyemem ama %99 falan sevmem.
    zaten türkiye'deki muhafazakarların iq'su çift haneyi geçmez.
  5. ülkemizde adı söylendiğinde çoğunlukla dini kesim olarak algılanan siyasi ideoloji.

    fransız devrimi ile mevcut yönetim sisteminin değişmesinden ve kendi ülkelerine bulaşmasından endişe duyan burjuva veya soylu grubunun özellikle ingiltere'de oluşturduğu ideolojidir. en önemli vurgusu mevcut olan sistem, değer ve kurumların muhafaza edilmesidir çünkü bunlar zaman süzgecinden başarıyla geçmişlerdir. muhafazakarlığın dini referansları olmakla birlikte din dışı referansları da bulunmaktadır.

    liberallerin aksine topluma bakış açıları bireysel değildir. toplumu bir vücut olarak görürler ve bireyler de bu vücudun bir parçasıdır. dolayısıyla kimisi ayak iken kimisi baş olmuştur. muhafazakarlara göre paranın, gücün, mülkiyetin, statünün toplum içindeki eşitsiz dağılımı tamamen normaldir. çünkü eşitsizlik insanın doğasında vardır ve her insanın kapasitesi birbirinden farklıdır. dolayısıyla kaynak dağılımındaki eşitsizlik de tamamen doğaldır.

    muhafazakarlar mülkiyet kavramına sıkı sıkıya sarılmışlardır. öyle ki, mülkiyet karakterin bir uzantısıdır ve mülkiyet kanun ile koruma altına alınmalıdır.

    günümüzde bu ideolojinin en güncel hali yeni sağ olarak bilinir.
  6. türkiye'de ele ayağa düşen ideoloji.

    türkiye'de öyle bir hal almıştır ki benim gibi muhafazakarlar bile komünistlerden bir tık aşağıda yer almaya başlamışlardır.

    herkes bana solcu diyor ama aslında ben solda değilim. sağcılar çok sağa kaydığı için ben soldaymış gibi görünüyorum.
  7. (bkz: tutuculuk) toplumda var olan mevcut düzeni, değerleri, normları, düşünce ve kültür yapısını yahut geleneksel mahallî yaşam tarzını muhafaza etme eğilimi; her türlü toplumsal değişmeye karşı çıkarak hâlihazırda kurulu bulunan toplumsal ve geleneksel düzenden yana olma tutumu; yenilikçiliğe uzak, gelenekçiliğe yakın düşün ve davranış biçimi.
  8. iyiden iyiye siyasi bir terim haline geldi. siyaseten yeniye açığım ama hayatımdaki bazı detaylar konusunda aşırı muhafazakarım. muhafaza sözcüğü koruma anlamına gelir. ben mesela kadıköy çarşısı konusunda aşırı muhafazakarım. son onbeş yılda belki elli yıldır orada olan dükkanlar kapandı, yerlerine yeni trend yeme içme yerleri açıldı. bu durum çok canımı sıkıyor. çarşı çarşılıktan çıktı.
    bir de evdeki eşyaların yerinin değişmesinden hiç hoşlanmam. bazı insanlar her büyük temizlikte evi altüst edip koltuğun kanepenin büfenin yerini değiştiriyor. bu da çok canımı sıkıyor. misafir gittiğim evlerde daha önce oturduğum koltuğa tekrar oturamıyor olmak hiç hoşuma gitmiyor.