-
neden yazıyoruz
insan dizeler yazar, çocukların
tuhaf gülüşünü sever çünkü,
destanını ekşimiş şehirlerde gizleyen
insanın alt katmanını ve
fabrika dumanlarını haber veren
mutluluğun yeniden kuruluşunu.
insanın elinde küçük bir ülke vardır,
korkunç tarihler,
tehditkar bıçaklara benzeyen ölüler,
zehir kusan piskoposlar,
umuttan daha yaşlı olmayan
hepsi ayakta sayısız genç,
çiçekten kat kat güçlü isyancı ekmekçi kadınlar
hayatı hatırlatan terziler
sayfalar, sevgililer
arasıra denk gelen ekmek, hasta çocuklar,
ihanet eden avukatlar,
kıssaların sonuçları ve öncesinde olan şeyler
iktidarsız erkek yüzünden heba olan düğünler,
anne, kötü yola düşen kızlar, köprüler,
sararmış fotoğraflar ve afişler.
ama insan ölür nihayetinde,
yarın,
bir yıl,
bir ay sonra, taze yaprağı kalmaz artık;
yenik düşer ve iner toprağın derinliklerine,
ama yeni insanlar gelecekler,
neler oldu, diyecekler.
kim olduğumuzu soracaklar,
kimler lekesiz aydınlıklarıyla onların rehberi,
kimlerin anısını lanetlemeli.
evet.
bunu yapıyoruz:
şansımıza düşen zamanı onlar için not ediyoruz.
***
por qué escribimos
uno hace versos y ama
la extraña risa de los niños,
el subsuelo del hombre
que en las ciudades ácidas disfraza su leyenda,
la instauración de la alegría
que profetiza el humo de las fábricas.
uno tiene en las manos un pequeño país,
horribles fechas,
muertos como cuchillos exigentes,
obispos venenosos,
inmensos jóvenes de pie
sin más edad que la esperanza,
rebeldes panaderas con más poder que un lirio,
sastres como la vida,
páginas, novias,
esporádico pan , hijos enfermos,
abogados traidores
nietos de la sentencia y lo que fueron,
bodas desperdiciadas de impotente varón,
madre, pupilas, puentes,
rotas fotografías y programas.
uno se va a morir,
mañana,
un año,
un mes sin pétalos dormidos;
disperso va a quedar bajo la tierra
y vendrán nuevos hombres
pidiendo panoramas.
preguntarán qué fuimos,
quienes con llamas puras les antecedieron,
a quienes maldecir con el recuerdo.
bien.
eso hacemos:
custodiamos para ellos el tiempo que nos toca.