-
o beyaz bir kuştu
o, beyaz bir kuştu, uzun kanatlı;
ardında ışıktan bir iz bıraktı.
yel gibi dağları aştı bir atlı
arada bir engin deniz bıraktı.
uzaktan gelirken derin akisler,
kapadı geçtiğim yolları sisler.
tutuştu içimde birikmiş hisler;
gönlümü o kadar temiz bıraktı.
o, beyaz bir kuştu, ak kanatlıydı;
yel gibi dağları aşan atlıydı;
hayâldi, hayâlden bile tatlıydı;
ne ışık bıraktı, ne iz bıraktı!