1. Otizm Spektrum Bozuklukları yani dilimize kısaca otizm olarak yerleşen bu olgu aslında bir nöropsikiyatrik rahatsızlıklar kümesidir. İçinde otizm ve asperger bozukluğunu barındırır. Erken yaşlarda başlayıp (bebeklikte de teşhis edilebilir) yaşam boyu süren, sosyal etkiletişim, iletişim ve hayal kurma becerilerindeki eksiklikle kolayca tanımlanabilirler. Süreklilik gösteren bedensel hareketler / ritüeller, dili anlama ve kullanmadaki zorluklar, planlama / organize etme zorluları, çevredeki değişimleri anlayamama / kabullenememe ve sınırlı ilgi alanı gibi temel problem alanlarında benzerlikler gösterirler.

    Otizm kelimesi ilk defa İsviçreli Eugen Bleuler tararından kullanıldı. Yunancadaki autos (kendi) kelimesinden türetilen kelime, Avustralya asıllı Amerikalı doktor Leo Kanner tarafından 1943 yılında psikiyatrik tanı olarak kullanılmaya başlandı. Onunla aynı dönemde çalışmalar yapan yine Avustralyalı bir başka doktor, Hans Asperger de aynı konuda çalışmalar yapıp (300 bilimsel makale yazmış) aynı gruptaki bir bulguya ulaşmıştı, Asperger sendromu. O zamanlardaki adı ise otistik psikopati idi. Hans Asperger, Kanner kadar şanslı olmadığı için, ikinci dünya savaşı ve almanca bilimsel yayınların sınırlı sayıda insana ulaşması gibi nedenlerle, 1980 yıllarına kadar gösterilmesi gereken ilgiyi göremedi...

    Yazının devamı için...