1. televizyonun olmadığı yıllardaki radyo kültürüyle mukayese ediliyorsa bir yere kadar doğru sayılabilecek önermedir. günümüzde de gayet keyifli radyo programları vardır.
  2. bazen kontrol bir elimden alınsın. rastgele bir şey gelsin istersin de youtube... spotify ın tam o hazzı vermeyeceğini anlarsın.

    karşında sana rastgele şarkı çalanın bir bilgisayar veya bir " şey " değil. bir insan olması...

    o zaman gözünüzde bu başlık " üzüm suyu varken şarabın gereksizliği " , " elektrikli ocak varken kumda türk kahvesinin lüzumsuzluğu " nu andırıyor
  3. anca bir "tüketim toplumu"nun önermesidir.

    bu kadar net söylüyorum, evet. bir dönün bakın arkanıza lütfen. her yerimiz daha kolay ve daha hızlı yapılma araçları ile dolu. tamam güzel, kesinlikle faydası dokundu. ancak, siz sanıyor musunuz ki kısa vadede faydası dokunan her şeyin uzun vadede de fayda sağlayacağını? dönem gereği (artık böyle diyoruz) samimiyet, mütevazılık kalmadı.

    eğer kaldığına inanıyorsanız en ufağından bile o güzel radyoları bulup o güzel programlarını dinlersiniz.

    bilgi çağı derken tüketimin kölesi olduk. her şey hızlıca bitirilirken bizim bir şekilde buralarda bir kaç kelime edebiliyor olmamız bile harika aslında! sağlıcakla kalın. insanları sevin.

    reklam gibi olmasın ama kent fm'i severek dinlerim.
  4. konuşan radyolardan haberi olmayan, radyoyu sadece müzikten ibaret sananların düştüğü yanılgıdır.
  5. bir radyo voyage, radyo a, eksen gibi kanallardan bihaber kişi beyanı...
    bir de eğer işyerinizde internet kısıtı varsa youtube yalan oluyorsa radyo giriyor devreye...

    bence de biraz derin düşünmek gerek...