• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (8.20)
roma - alfonso cuaron
"alfonso cuarón, meksiko'nun 1970'lerdeki siyasi kargaşa ortamında aile hayatının canlı ve duygusal bir portresini sunuyor."netflix


  1. alfonso cuaron yönetmenliğinde, iki kelime ile özetlenebilecek bir film: gerçek ve kişisel.

    kendisinin de röportajlarında ifade ettiği gibi, yönetmen, 1970'ler meksiko'sunu ve ailesini, çocukluğundan kalan siyah beyaz sahneleri hizmetçi cleo karakterine yaslanarak, onun gözünden hatırlıyor ve anlatıyor. filmin bir çok sahnesi son derece gerçek, tekrar edip dursam da başka kelime bulamıyorum. ve detaylarda muhteşem güzellikler gizli.
    !---- spoiler ----!
    evden giden bir babanın kendi malı gördüğü kitaplıkları alması ancak gelin görün ki o kitaplıkları dolduran kitapların annenin olması...bir çocuğun anne babasının ayrılışına verdiği hüzünlü tepki sonrası bir top dondurmayla beraber arkada hayatın akmayı devam edişi...bir filmde silah görünürse mutlaka patlar klişesine inat, patlamadan, ama yine de o silahla bebeğini öldürebilen bir adam...sınıfsal farklar...çiftleşen kazlar...neler neler...
    !---- spoiler ----!
    ancak, en başta belirttiğim bu gerçekliğin yanına eklenen son derece kişisel bir anlatım yolu seçilmiş olması seyirciyle bağ kurma noktasında filmin bu güçlü yönünü zayıflatıyor. 70'lerde yaşanmış, yönetmenin çocukluğunda da derinlemesine izler bırakmış olması çok muhtemel olan bir çok toplumsal olay filmin içinde ama değil. bu olaylar her ne kadar filmin yönünü de değiştirecek kadar önemli noktalarda gösteriliyor olsa da o sahnelerde sanki karakterlere işlemeyen, bedenlerini teğet geçen bir kopukluk haliydi hissettiğim. dolayısıyla, beklentinizin ne olduğuna göre puanlayacağınız bir film olacaktır. arkaplanda sağlam bir dönem anlatımı ya da güçlü bir senaryo beklentisi olanlar bir nebze hayal kırıklığına uğrayabilir; detay meraklısı, siyah beyaz filmlerin güzelliğini arayanlar içinse çıta yüksek.
    mesut
  2. şöyle bir diyalogla karşılaştım twitter'da:

    lahmacunella: Roma'yı izledim az önce, 2018'in en iyilerinden diyebilirim.
    aydın: cengiz ünder çok iyi ama takım savunmasında sıkıntılar var ve dzeko da eski formunda değil.
    lahmacunella: allahım deliricem.
    aydın: ben de :( çocukluğumun takımını bu halde gördüğüm için. totti bırakınca da çok ağlamıştım :(((
    lahmacunella: beyfendi futbol takımı değil filmin adı roma :)

    orijinal burda
    bi de şurda.
  3. cok sevdigim iki insan birbirinden bagimsiz sekilde ayni gun bahsetti bu filmden. ikisine de tesekkur ettim.

    sahne gecislerini degil ama ayri ayri sahnelerini cok sevdim filmin. ozellikle hicbir aksiyonu olmayan uzun sahneleri. tam simdi bir sey olacak her sey karisacak diye bekledigim yerlerde hicbir sey olmamasi bence filme gercekciligini veren. buna ragmen akici olmasi da filmi digerlerinden farkli yapmis.
  4. az önce izleyip haliyle etkisinde olduğum film.
    iki kadının tüm farklılıklarına rağmen nasıl parçalandığını, kendilerini onaran şeyin ise sadece sevgi -koşulsuz, karşılıksız, safi sevgi- olduğunu iliklere kadar hissettirdi.

    öne çıkan replik, sofia karakterinin ağzından dökülen "yalnızız. ne derlerse desinler biz kadınlar hep yalnızız."
  5. sinemada izlediğim uzun metraj ilk siyah beyaz film. cuaron'un sade ve gerçekçi sinema anlayışını gravity filmi ile görmüştük. bana göre yönetmenler açısından kişisel hikayeyi film yapmak risk çünkü yetişme aşamasında kendisini etkileyen kişiler, olaylar, rüyalar vesaire izleyenlerden karşılık bulamayabilir veya yaşadıklarını görsel, işitsel anlamda tatmin edici şekilde hikayeleştirmek güç olabilir.
    cuaron tüm risklere rağmen izleyenleri geçmişinin izlerine götürmüş.