1. nazım hikmet’in bolu’da birlikte öğretmenlik yaptıkları vala nurettin’e yazdığı şiir. vala nurettin komünizmden vazgeçince dayanamayıp yazıyor bu şiiri. yazılış amacını öğrenince daha da ilginç geliyor bu şiir.

    akıyordu su
    gösterip aynasında söğüt ağaçlarını.
    salkımsöğütler yıkıyordu suda saçlarını!
    yanan yalın kılıçları çarparak söğütlere
    koşuyordu kızıl atlılar güneşin battığı yere!
    birden
    bire kuş gibi
    vurulmuş gibi
    kanadından
    yaralı bir atlı yuvarlandı atından!
    bağırmadı,
    gidenleri geri çağırmadı,
    baktı yalnız dolu gözlerle
    uzaklaşan atlıların parıldayan nallarına!

    ah ne yazık!
    ne yazık ki ona
    dörtnal giden atların köpüklü boynuna bir daha yatmayacak,
    beyaz orduların ardında kılıç oynatmayacak!

    nal sesleri sönüyor perde perde,
    atlılar kayboluyor güneşin battığı yerde!

    atlılar atlılar kızıl atlılar,
    atları rüzgâr kanatlılar!
    atları rüzgâr kanat...
    atları rüzgâr...
    atları...
    at...

    rüzgâr kanatlı atlılar gibi geçti hayat!

    akar suyun sesi dindi.
    gölgeler gölgelendi
    renkler silindi.
    siyah örtüler indi
    mavi gözlerine,
    sarktı salkımsöğütler
    sarı saçlarının
    üzerine!
    ağlama salkımsöğüt,
    ağlama,
    kara suyun aynasında el bağlama!
    el bağlama!
    ağlama!
    sezgi