yaşlı adam çok fazla ileri gitti.
doğa ve insanın çekişmesi ve hayalinin peşinden giden inatçı bir adamın dört, beş günlük kılıç balığı mücadelesi.
film boyunca yaşlı adam büyük balığın peşinde okyanusta sürükleniyor, burada büyük balık her insanın egosunda yatan zirveyi yani bir yerde doyum noktasını gösteriyor. yaşlı adam o hedefe çok yaklaşıyor canı pahasına da olsa sonunda ulaşıyor zirveye ama her güzel şey gibi bunun da keyfi uzun sürmüyor.
büyük balığın peşinde sürüklenen yaşlı adam arada oltaya vuran diğer balıkları görmezden gelir yani güle doğru koşarken ezilen kır çiçekleri gibi kaçan fırsatlar bu balıklar.
ve bir de çocuk var çocuk bana göre umudu, yaşam sevincini temsil ediyor. yaşlı adamı beslemesi, güzel sözler söylemesi, onu bir daha ki sefere daha dinç hale getirmesi, çocuğun ona karşı olan saygısı, bakışı yani yaşlı adam çocuk için bir ulu çınar ağacı.

eserin sahibi ernest hemingway insanın hayatta ki yolculuğunu bir okyanusta, küçük bir sandalla, büyük kılıç balığı kovalayan, yakalayan, yakalayamayan veya yakalamışken kaybeden balıkçılar olarak benzetmiş.

spencer tracy' nin müthiş oyunculuğunu mutlaka izleyin.

edit : filmi izlerken aklıma bir kayıp denizci - gabriel garcia marquez kitabı geldi bu kitapta gerçek bir hikayedir.