• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (8.64)
the pursuit of happyness - gabriele muccino
the pursuit of happyness/umudunu kaybetme’de, chris gardner (will smith) iki yakasını bir araya getirmeye çalışan bir aile babasıdır. ailesini ayakta tutmak için cesurca çabalamasına rağmen, beş yaşındaki oğlu christopher’ın (jaden christopher syre smith) annesi (thandie newton) maddi zorlukların yarattığı sürekli baskı altında direncini kaybetmek üzeredir. artık dayanamayacağını anlayınca, istemeye istemeye evi terk eder... artık bekar bir baba olan chris, yılmadan, bildiği tüm satış becerilerini kullanarak daha iyi kazandıran bir işin peşine düşer. prestijli bir borsa şirketinde stajyerlik bulur ve ücret almasa da programın sonunda iş ve parlak bir gelecek elde edeceğini umarak kabul eder. parasal güvencesi olmayan chris ve oğlu, kısa süre sonra oturdukları daireden çıkartılırlar ve düşkünler evi, otobüs durağı, tuvalet; geceyi geçirmek için bulabildikleri her yerde kalırlar. çektiği sıkıntılara rağmen, chris, babalık görevini sevgi ve özenle yerine getirmeye devam eder ve oğlunun kendisine karşı duyduğu sevgi ve güveni, karşısına çıkan engelleri aşmak için kullanır.


  1. bir ''baba'' yı en güzel anlatan filmlerdendir...
    yaza
  2. dünyanın en güzel "umudunuzu kaybetmeyin" filmlerindendir.

    bilmem, kaç kere izlediğimi. kesinlikle yarınlara dair umutlarınızı arttırır bu film. will smith de o kadar iyi gelmiştir ki rolün hakkından, hayran kalırsınız. oğluyla oynadığı ilk filmdi diye hatırlıyorum. jaden smith bile çok iyi oynar bu filmde.. bundan sonrası spoiler içermektedir.

    !---- spoiler ----!

    will smith'in oğluyla beraber metro tuvaletinde yatmak zorunda olduğu sahne var ya.. bi orada deli gibi gözümden yaş gelmiştir erkek halimle, bir de "ben efsaneyim" filminde köpeğiyle yaşamak zorunda olduğu malum durumu izlerken.. gerçekten inanılmaz.

    !---- spoiler ----!

    "hayatımın bu bölümüne *koşuşturmak* diyorum."
  3. spor arabayi gorup ozenerek bakisi on numara oyunculuk.
  4. oyunculuklara edecek hiçbir lafım olmasa da alt metninde kapitalizme itiraz etme çarkların içine girmek için kıçını yırt kısaca nazar etme ne olur çalış senin de oluru okuduğum için hazetmediğim film. o karakter kadar çalışanların yüzde kaçı onun kadar şanslı olabiliyor acaba
  5. zekanın her zaman işe yaramadığını gösteren film. ayrıca çaresizliğin son noktalarını görürsünüz filmde.
  6. mutlaka izlenmesi gereken filmler listesinde görebileceğiniz bir amerikan filmi. gelin görün ki film boyunca hissedilen baba oğul ve hayatta kalma mücadelesi filmin sonunda yerini kapitalist çarkların ne kadar kuvvetli olduğu mesajına bırakıyor. tüm çaba para kazanmaya başladıktan sonra değerini yitiriyor. "peki, diğerleri?" diye sorasın geliyor. peki, senin kadar şanslı olmayanlar? tek kurtuluş bir şekilde finans sektöründe brooker olmak mı?
    kapitalizmin aile duygusunu bile kullanarak yarattığı bence vahşi, bence insanlık dışı, bence ahlaksız dünyası filmi benim gözümde bir propaganda aleti haline getiriyor. film boyunca hayatta kalma mücadelesinin nasıl sonlanacağını beklerken halbuki kapitalist düzenin nasıl inşa edildiğini izlediğinizi fark etmiyorsunuz bile.
    oyunculuk çok iyi, iyi olmak zorunda çünkü. benim için bir hayal kırıklığı olan filme 5/10 veriyorum.
    iyi seyirler.