• izledim
    • izliyorum
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (9.20)
varsayalım ismail
sürekli olarak düşler aleminde gezinen bir kişilik olan ismail'in, neyin gerçek neyin düş olduğunun farkına varamamasından kaynaklı ortaya çıkan zorlukları birtakım şeyleri varsayarak üstesinden gelebildiği olaylar silsilesinin bir bütünüdür. yer yer cevdet abi, tülbent hanımlar ve avarel gibi karakterler ile insanın yüzünü gülümseten bir ferhan şensoy evrenininde geçmektedir. dizinin konusu tam anlamıyla yazıya dökülemediği gibi izlerken her olayı tek seferde idrak edemediğiniz durumları da içermektedir varsayalım ismail.


  1. "tesadüfün iğne deliği...", "krem karamelleşmeyelim lütfen!" ve "pardon yani" gibi efsane cümleleri karakter diyaloglarına serpiştirmiş, 90'lı yıllarda ekranlarda boy göstermiş dizidir.
  2. zamanına göre inanılmayacak kadar sürrealist olan dizi. o günün türkiyesi ve türk insanının çok ötesinde bir hikaye örgüsü olan , bir noktada herşeyin iç içe girdiği, hatta ismail ve varsayalım ismail'in diziyi yazan ferhan şensoy'u ziyaret edip senaryo ve olaylarla ilgili olarak ''biz içinde oynuyoruz bi b.k anlamıyoruz, seyirci nasıl anlayacak, daha sade yaz'' şeklinde diyalogları olan dizi. zamanının inception'u.
  3. arada dönüp dönüp tekrar izlediğimiz ferhan şensoy güzelliği;

    (elektrik faturası için eşi varsayalım ismail'i kapıya çağırır. ismail kapıda tanıdık bir yüze rastlar)

    -siz cevdet abi değil misiniz?
    +hayır. ben 19 nolu tahsildar hüseyin. uzun hüseyin de derler.
    -ama.. nasıl olur?
    +babam koymuş, olmuş.
    -evet, ehe, çok haklısınız, olacak şey değil vallahi..
    (faturaya bakar)
    -aa, bu 750 bin lira mı?
    +hayır 75 bin.
    -75 bin mi? nasıl olur kardeşim. neye göre yazıyorsunuz siz bunları?
    +valla ben kafadan yazarım. yaksa yaksa ne kadar elektrik yakar bunlar diye düşünür, ortalamasını alır, ikiye böler ikiyle çarparım.
    -bravo cevdet abi.
    +hü se yin.
    -pardon, uzun hüseyin abi. uzun uzun pardon. ben sizi düşümde cevdet olarak gördüğüm için..
    +beni mi düşünüzde gördünüz?
    -evet, sık sık görüyorum.
    +niye zahmet ediyorsunuz, görülecek başka düş mü yok?
    -hiç işte..(durur) sizin ev, taş basamaklarla inilen bir taşlıkta değil mi?
    +evet?
    -kapı ahşap, ortası buzlu cam, zil plastik ve beyaz.. hemen kapının yanından dönüyorsun, oturma odası penceresi, pencerenin önünde küçük bir ayva ağacı var.
    +evet?
    -yeşil desenli perde, pencereye arkasını dönmüş bir televizyon, odanın ortasında anlamsız bir sütun, arka tarafta mutfak, yemek masası, dipte başka bir kapı var.
    +sen benim evimi nereden biliyorsun?
    -eşinizin ismi desen değil mi?
    +eveet?
    -şişman..ca.
    +toplu..ca.
    -topsuz değil yani.. pembe desen sabahlık, boyunda dana nazar mavi boncuk kolye, pembe fiyonk.
    +eşimi nereden tanıyorsun?
    -düşten tanıyorum uzun cevdet hüseyin abii.. (göz kırpar)


    +sen o adamı nereden tanıyorsun desen?
    -hangi adamı?
    +dana yalama saçlı adamı?
    - ay ben öyle bir adamı tanımıyorum cevdet.
    +o adam bizim evi nereden biliyor?
    -kim bizim evi biliyor? neler saçmalıyorsun allah aşkına.
    +pembe desenli gecelik, boynunda dana nazar mavi boncuk mavi kolye, başında pembe fiyonk diyor, ismi desen değil mi diyor, bahçedeki ayva ağacına kadar biliyor. demek ki bu adam bu eve gelmiş, seni bu kılıkta görmüş.
    -..
    -cevdet, seni bi doktora götürelim mi?
    + (boşluğa bakar).. cevdet kim?