yalan



  1. dücane cündioğlu gençlikte aşkın adına yalan der mesela. kendisi ulvi bir abimize benziyor. o yüzden yazdıklarına kulak vermekten kendimi alamıyorum.
  2. youreads'e kayıt olurken yaptığım eylem.

    kullanım şartlarını okudum kabul ediyorum.
  3. doğru bilgiyi, hakikati, kasten çarpıtma, karşısındaki-ler-den gizleme amacıyla hakikati çarpıtma, manipüle etme veya gizlemektir. yalan söylendiğinde gerçek bilinmektedir. bu yüzden en büyük suçtur.
  4. "bazı insanları her zaman, bütün insanları da bazen kandırabilirsiniz; ama bütün insanları her zaman kandıramazsınız." (abraham lincoln)
  5. genelde sayisi arttikca, detay verdikce ve uzerinden zaman gectikce kontrol etmesi oldukca zordur. soyledigimden degil soyleyen arkadaslarim oyle diyor ^:swh^
  6. kimine göre söylemesi çok kolay, kimine göre ise zor.. söylemesi zor olan kişinin de haliyle anlaması çok daha zor. (bkz: kandırmak)
  7. en çok eksik bilgi vererek yaptığımdır. yalan söylemek için önce kendimi kandırmalıyım. o da zor olunca, detaysız olanı tercih ediyorum. eksik bilgi de yalandır neticede. üzgünüm.
    ozumm
  8. her insan yalan söyler elbette. ister, istemez olabiliyor bu. en korkuncu kişinin kendine söylediği yalan olsa gerek. kişi kendine bir yalan söyler ve ardından bu yalana kendini öyle bir inandırır ki başta yalan olduğunu bildiği şey bir gerçeğe dönüşür. işte bu, psikolojik buhrana yol açar.

    sonuç olarak; benim de yalanlara inanmaya ihtiyacım var. bütün çaresiz insanlar gibi...
  9. "yalanlar birilerinin gerçeklerle kirlettiği güzel hikâyelerdir."
    (bkz: how i met your mother)
    belki de doğrudur. belki bizi yalanlarla mutlu etmelerini istiyor ve bunu itiraf edemiyoruzdur.
  10. herkesin hayatının bir döneminde söylediği söz öbeği veya her neyse işte.

    sanırım yalan ile ilgili en kötüsü olay belirtilmiş ama kendinize söylediğiniz yalandır ve buna kendinizi inandırmanızdır.

    onun dışında başkaları üzülmesin diye söyleyemediğiniz veya yalan söylemek durumlarda malesef hayatın bir parçası olarak yer ediniyor.