1. anayasadan laiklik kaldırılamaz, kimsenin götü yemez ona. kör topal ama bir şekilde laik ülkeyiz. elbette ki özgürlükçü bir laiklik için mücadeleye devam.
  2. artık mücadelenin başka yöne kayması gerekliliğini gösteren açıklamadır. şimdilik fantastikmiş gibi düşünülse de; (bkz: batı anadolu cumhuriyeti)
  3. "yeni anayasada laiklik olmamalı, komple sekülerlik olmalıdır" şeklinde değiştirilirse sonuna kadar destekleyeceğim açıklamadır.
  4. ortadoğuda ki diğer yapay ülkelerden en büyük farkımızdır bizim laik devlet oluşumuz. bu ülkenin insanlarının varını yoğunu verip kurduğu bu devletin temel taşlarındandır. hiç mi görmüyorlar olanları merak ediyorum, arap baharı denilen olaylar neden yaşandı? onca insan ne için sokaklara çıktı? türkiyenin 100 yıl önce yaptığı avrupanın ise daha önce gerçekleştirdiği reformların onlarda olmamasıydı onca olayın sebebi. kafa kesip, insan yakanların olduğu bir coğrafyada bulunup, mezhepsel dış siyaset izlemenin verdiği zararı göremiyorlar mı?
    durumu öyle bir hale getirdiler ki, insanlar dinlerini yaşayan insanlara ön yargılı bakar oldu. inanmayanları ise toplum linç etmeye hazır. bu kutuplaşma kimlerin eseridir sormak isterim. eğer ülkenin tek sorunu laiklik ise, gerçekten tartışılması gereken konu bu ise, buyursun yapsınlar!
    bu ülkenin en büyük sorunu eğitimdir, eğitimsiz bir kesim tarafından yönetilen güzel ülkemizin acilen silkelenmesi ve gelecekteki yönetici kadronun iyi eğitimli ve toplumun yapısını bilen bir yapıya sahip olması şart. bu topraklarda yaşamanın bir bedeli var, bunu ya mürekkep ile öderiz, ya kan ile. biz ödemesek çocuklarımız bu borcu öder, gelecek nesillerimiz, gelin bu işi mürekkeple halledelim.
  5. mısır'ın mursi'sinden beter olacak o tapındığınız putun sonu. inşallah!
  6. siyasal islamın zirveye ulaştığı demeçtir.akp'nin 14 yıldır büyük bir ivedilikle iç dinamiklerini bozdukları canım ülkemizi geri dönüşü olmayan bir yola sürüklemelemenin son perde oyunudur. buradan hareketle yeni gelecek anayasanın nasıl bir yapıda olacağı bellidir. işin ilginç yanı laiklik müdahale edilemeyen 2.maddede geçmektedir. bunu nasıl yapacaklar bilen beni aydınlatsın
  7. çocuk kadın erkek demeden tecavüzcüler sorgusuz sualsiz katli vaciptir denecekse destekliyorum.
    hırsız arsızın boynu vurulacaksa destekliyorum.
    ha bakara maraka diyenler de dahil bu duruma.
    aksi takdirde siz dini yönetimi getirdiğinizde sevgili amerikan halkının çocukları bizi bizden kurtarmaya gelecek haberiniz olsun...
  8. hic sasirmadigim aciklama. hatta bu kadar gecikmesine sasirdim. gerci artik sinirimi bozamiyorlar kolay kolay.
    ne bekliyordunuz? laiklik, zaten kendisi ortada yok. sadece kagit üstünde kaldi, onu da cikartalim diyorlar. yani bu partinin kafa yapisi belli, icraatlari ortada. her seferinde bir adim öteye götürüyolar isi. e türkiye'de %50 lik bir kesim de bu politikalari destekliyor. geriye aklima gelen bir iki secenek kaliyor onlari da söylemeye dilim varmiyor...
  9. "Meclis Başkanı İsmail Kahraman’ın laikliği kaldırmak istemesi, aklıma İmran Öktem’i getirdi. Öktem, 1966-1969 arasında Yargıtay Başkanı’ydı. İmran Öktem'in 1967’de yeni Adli Yıl’ın açılışında yaptığı konuşma, gericilerin tepkisini çekmişti. Öktem, gericiliğe karşı ve laikliğin savunucusu bir Yargıtay Başkanı idi. Bu yüzden o dönem dincilerin hedefiydi. 1 Mayıs 1969’da vefat etti. Hedef gösterenlerin başında Milli Türk Talebe Birliği (MTTB) vardı ve “Dinsiz Öktem’in cenazesi kılınamazdı!” Ve gericiler Ankara Maltepe Camisi’ni bastı. İmamlar gerçekten de cenaze namazını kılmadı. İsmet Paşa “Bu cenaze namazı kılınmadan, ben bu camiden bir adım bile dışarı atmam” dedi. Sonunda, cenazeye katılan biri (İzzet Gözübüyük) kıldı namazı. İsmet Paşa’nın “Bu yaşanan ikinci 31 Mart vakasıdır” sözü akıllara kazındı. Öktem’i hedef yapan; cenazesini 47 yıl önce kıldırtmak istemeyen MTTB’nin o zamanki genel başkanı, bugünkü Meclis Başkanı İsmail Kahraman’dı."
    kaynak

    saflar yıllardır netti, palazlananların sesleri gür çıktıkça daha görünür oldular, değişen tek şey bu.
    mesut