1. efendim şu sabah düşündüklerim doğrultusunda farkına varıyorum ki varlığa gelme ve varlığı duyma fırsatına tesadüf etmişiz.

    iki önemli kelime üzerinde durasım var, tesadüf ve fırsat. halının dibinden sıçrayıp da parkenin üzerinde bir sonraki sıçrayışı bekleyeduran pireyi ele alalım. acınası bir varlık, varolmama şansına sahip değil. varlığının farkında da değil. fakat orada bize görünüyor hissediyoruz duyuyoruz tiksiniyoruz kendisinden.

    etrafımda varlığa gelememiş, hiç nesneler görüyorum. şu masanın üzerinde bir elma yok mesela buraya bu zamana bu varlığa tesadüf edememiş. onu yeme fırsatı bulamıyorum. varlıkları olagelenler ve olamayanlar diye ayırdıktan sonra varagelenleri de kendi için benim varoluşuma tehdit içerenler ve benim varoluşumu besleyenler olarak ikiye ayırabilirim. fırsatıma fırsat katanlar, ne güzelsiniz. sizleri iyi ya da kötü diye ayırmıyorum, sizler varsınız varlığım etrafında görünüyorsunuz olageliyorsunuz.

    ne ala memleket, varolamama acizliği aynı zamanda varoluş fırsatı diyebilirim. uzunca bir zaman sürecine yayılmış tesadüfü bir var olma fırsatını zamanın bir anında oturup değerlendirebilir miyim? bilinmez bir olaylar zinciri bekliyor her varlığı, pire çoktan yaşama, sürdürme, zamanda yol alma fırsatını kaybetti. bir gün biz de kaybedeceğiz zamanla birlikte akmayacağız, adına ölüm diyeceğiz.

    bileklerime takılmış olagelme zinciri ile uçurumdan kendimi sallandırabilirim yahut yukarı çıkıp bir ağacın gölgesinde piknik yapabilirim. her varlık varolma fırsat ve varolamama acizliğini taşır. masamın üzerinde bir kalem var o an orada olmama şansı yoktu. bu varlığın içinde olmama şansım yoktu. tıpkı bir varlığa girememiş olanların girme şansı olmadığı gibi. varoluşunu bir başkasına veremezsin, örneğin sana piyango çıksa bunu geri alamazsın, fakat ikramiyeyi birilerine vererek telafi edebilirsin. varoluşun telafisi nedir?
    abi
  2. yoklama defteri yokluğumu test ediyor. varlığımı yokluyor.

    edit: eğlenmeye biraz daha devam edelim...

    fark, mesafeyi ya da uzaklığı, aramızdaki çıkarma işleminin sonucunu, aramızdaki yokluğu gösterir. farkına varırsam, sana ulaşırım. mesafeyi ya da uzaklığı kat ederim, belki de -kim bilir- ara kapanır, ara sona erer.

    bir sesli ve bir sessiz harf, uçurumun karşılıklı iki yakasındadırlar... ve ancak -ne yazık ki- ulaşmak için sese ihtiyaç duyarlar.
  3. başlıkta ne yazdığını anlayageldiğimde en babasını yapabilmeklik yetisine sahip olduğumu düşünmekte olmakta olacağım yazılardır. üstelik öyle deneme falan da değil. çünkü denersen yanılırsın. ben denemem, ben yaparım!
  4. kelimenin cesedinden sıyrılan ayrıntılı nesnelerin ilerleyişine kaldırılan kadeh, işaret ediyordu içkin esrikliğimize çarpacak rüzgar olgusuna.
  5. hava soğuk. eldiven giymeliyim. yoksa ellerim çatlıyor.