1. cevap evet ise; zenginlerin zenginliğinin topluma faydası nedir?
    cevap hayır ise; zenginler toplumun 'ne'sidir?

    ek sorular:

    -tüketebileceğinden daha fazla kazanca sahip olanlar üretim araçlarına ve mülke sahiplik etmekten ve biriktirmekten başka toplum için ne üretebilirler?

    -toplumda üst sınıftan alt sınıfa doğru bir ihanet var mıdır?

    -toplumun yiyecek, barınma, giyinme, güvenlik, eğitim, bilim, sanat, edebiyat, felsefe gibi ihtiyaçlarının hangilerini kimler bizzat üretiyor?

    -hiçbir zenginin tarla sürdüğünü gördünüz mü ya da inşaatta çalıştığını, polislik yaptığını, öğretmenlik yaptığını, kitaplar yazdığını, besteler yaptığını, tiyatro oyunculuğu yaptığını, labaratuvarda deney yaptığını ya da bir felsefi deneme ürettiğini ve halka sunduğunu gördünüz mü?

    ek sorular:

    -türkiye'nin en zengin 100 hatta 1000 ailesinden birine mensup edebiyatçı, filozof, bilim insanı, akademisyen, müzisyen, yazar, şair, yönetmen v.s. var mıdır?

    -hayatını zenginliğinden başka bir şeye adamış zengin gördünüz mü? örneğin sabancı ya da koç ailesine mensup olup bütün ömrünü topluma faydalı üretimlerle geçiren ve paylaşan bir "birey" gördünüz mü?

    -düşünsel ve sanatsal anlamda toplumumuza yön verebilmiş bir zengin var mıdır?
    abi
  2. hem evet hem de hayır olarak cevaplanabilecek sorudur. şöyle ki;

    kişisel kanaatim; kimlerin “zengin” olarak kabul gördüğüne dikkat etmek lazım. çok parası olan mı, alım gücü yüksek olan mı? kapitalist toplumlarda her ikisi de aynı kapıya çıkıyor.
    çok parası olanların doğal olarak oluşturdukları bir bariyer vardır. buna literatürde “barrier de la richie” denir ki, tamamen tarafımdan uydurulduğunu fark etmişsinizdir. kendi dünyalarını kuran paralı toplum-bakın bu da ayrı bir toplum oluşturuyor-kendinden altta kalanların, yani fakirlerin, tamamen kendi zenginliklerini korumak ya da daha da arttırmak için var olduklarına inanır. bu anlamda fakirlerin isyan etmeleri ya da aç kalmaları ya da hak iddia etmeleri zengin toplumu için bir “durgunluk”tan başka bir şey değildir. her nasılsa bu isyan, açlık ya da her ne başkaldırı bir süre sonra yine zenginlerin lehine son bulacaktır. tüm insan hakları zımbırtıları, demokrasi hikayesi vb. zenginlerin daha rahat ve huzurlu bir hayat geçirmeleri için dizayn edilmiş gibidirler.

    zengin insanların topluma adapte olma ya da beraber yaşama gibi talepleri zaten yoktur. bu anlamda herhangi bir üretimin tamamen kendi çıkarları doğrultusunda olması da gayet anlaşılır olabilir. zenginler sınıfının toplumun geri kalanına yaklaşımı “sims” oyunundan hallicedir. fakirler arasındaki herhangi bir değişiklik zengin sınıfın teyidi olmadan gerçekleşmeyecektir. toplumların birbirleri ile olan münakaşaları-daha çok “savaş” diyelim-yine zengin kadronun biz fakirleri meşgul tutmaktan öte geçmeyecek bir senaryosudur. din, dil, ırk ve hatta mezhep gibi ayrılıkların dile getirilmesi ve bunlar üzerinden politikalar üretmek bizler için son derece çirkin olmasına rağmen zenginler sınıfında mantıklı sayılabilecek hareketlerdendir. tüm insanlık tarihi boyunca savaşlar bu ve benzeri sebeplerden çıkmış ve hala devam etmektedir. hiçbir savaş yoktur ki, sonunda birileri zenginleşmesin.

    toplumlardaki intikam, hırs, şehvet, galibiyet, kazanma şevki, müsabaka vb. duygular zenginler tarafından uydurulmuş ve toplumlara değerliymiş gibi gösterilen primitif duygulardır. çok ileri gitmiş gibi olmayacaksam, tüm insanların bir grup tarafından yaratılmış bir senaryonun içindeki oyuncular olduğunu söyleyebilirim.
  3. evet, zenginler toplumun bir parçasıdır. aslında başlıkta daha çok halktan kopuk yaşayan insanların tartışılacağını düşünmüştüm ama direkt olarak "tüketebileceğinden daha fazla mala sahip olanlar toplum için ne yaparlar ki" minvalinde bir soru sorulmuş. o zaman söyleyeyim; ben alım gücü yüksek bir aileden geliyorum, nişantaşı'nda yaşıyorum ve burada yazarım. arkadaşlarım çokça şiir yazdığımı, felsefeyle ilgili bir tartışmaya dahil olduğumu görmüşlerdir herhalde. kitap yazmaksa daha nasip olmadı, bakalım.
  4. hayır tabiki değildir?! ne münasebetle toplumun parçası olsunlar onlar? pis burjuvalar? açlıktan ölmeleri gerekirken çalışıp mal mülk sahibi olmuşlar, bak sen şu küstahlığa?

    kitlelerin gazını alma konuşmasından sonra hakikate gelirsek;

    zengin insanın topluma faydası olabilir. olmayabilir de. bunu genelleyemeyiz. zengin insan bill gates gibi herkesin bilgisayar kullanmasını, işleri kolaylaştırmayı da sağlayabilir. aids araştırmaları için milyar dolarlar da harcayabilir. toplumdan kazandığı parayla topluma bir şekilde geri dönebilir. e dönmeyebilir de.
  5. son derece subjektif cevaplar verilebilecek soru. kendi subjektif cevabim ise evet.

    cunku;

    toplum denilen, farkli siniflardan olusan yapi her turlu is koluyla dogrudan yada dolayli olarak zenginlerin konumunu, refahini ve gucunu korumaya hizmet ediyor. zaten toplum denilen yapi buna dizayn edilmistir.

    yani zenginler piramidin ustu. besin zincirinin tepesi. bugun sektor farketmeksizin maasli calisan veya kendi isi olan her birey dogrudan yada dolayli olarak zenginlere hizmet etmistir.

    bir magaza calisani soz konusu magazanin sahibine, bir ozel hastane hemsiresi hastane sahibine, bir pompaci akaryakit istasyonunun sahibine, bir dersane ogretmeni ticarethanesinin sahibine para kazandirmistir.

    ote yandan bir devlet memuru devlete para kazandirirken, devleton zenginlerin can ve mal guvenligini saglamasina katkida bulunmus, belkide bir fabrikator un acacagi fabrika icin aldigi tesvik hibesine kaynak yaratmistir.

    ayni fabrikator fabrikasini acarken kullanacagi alet edevatin ureticisine para kazandirirken, onun alet edevat aldigi uretici hammaddeyi aldigi ureticiye, hammaddeyi tasirken kullandigi nakliye firmasina ve zenginlerin 1 numarali koruyucusu olan devlete para kazandirmaktadir.

    bu zincirin halkalarini takip ettigimizde ise yerelden kuresele dogru artan bir olcekle genisledigini goruruz. ama sonuc degismez. herkes kendinden daha zengine hizmet eder.
    bu zincirin tepesindeki mechul kisinin kime veya neye hizmet ettigi ise komplo teorilerinden oteye gecemeyen tahminlerden ibarettir.

    iste buna ekonomi denir. ekonomi ise toplumu bir arada tutan en buyuk dinamiktir.
  6. tamamen fakirlerden oluşan bir toplum düşünülemiyeceği için zenginler de toplumun bir parçasıdır. bugün dünyanın neresine giderseniz gidin en fakir toplumlar dahi kendi zenginlerini yaratmıştır. her dönem ve toplum kendi sınıflarını yaratır, artık buna maalesef mi dememiz gerekiyor iyi ki mi dememiz gerekiyor ayrı bir tartışma konusudur.

    ilber ortaylı' nın cumhuriyet' in ilk yüz yılı adlı kitabının son kısmında da türk toplumunun zengin sınıfından bahsedilmiş, türk ve rus zenginleri karşılaştırılmıştır. merak edenler için ilgi çekici olabilir.