-
youreads puanı (9.75)
-
ezginin günlüğü'nün en sevdiğim şarkısı. hüsnü arkan başka bir şey tabi.
fincana kahve koydum gel diye de biliniyor.
ay nerde doğsa oradaydık
dallarda zerdali çiçekler
savrulup gider rüzgar esince
bütün bir bahar böyle geçti
anlardım aklından geçenleri
sustukça konuştuk sanki
sevdaymış meğer o içimizde
yıllardır uyuyan deli
sessizlik sensin geceleri
fincana kahve koydum gel
bugün şeytana uydum gel
ay doğdu dağın üstünden aman aman
dallarda beyaz çiçekler
dağıldım gecenin karasına
artık kimse kıramaz beni
o kül gibi deniz o sessiz kız
kayıp bir sandala binip gitti
ne sen söyledin derdini
ne ben sevdiğime inandım
unut geçen eski günleri
bunca yıl sonra nasılsın
anlardım aklından geçenleri
sustukça konuştuk sanki
sevdaymış meğer o içimizde
yıllardır uyuyan deli
sessizlik sensin geceleri
fincana kahve koydum gel
bugün şeytana uydum gel
ay doğdu dağın üstünden aman aman
dallarda beyaz çiçekler -
muhtemelen hayatımın en uzun süren platonik aşk serüveninin seneler boyu jeneriği olmuş harika şarkıdır. o yıllar dinledikçe ağlardım, ilk sigaralarımı içer, kadıköy sokaklarını kaybola kaybola gezerdim. ne olursa olsun bana çokça şey katmış bir aşktan geriye kalan en önemli miraslardandır belki, o'nun hayatımdaki izlerini asla silemeyeceğim gibi bu şarkıyı her dinlediğimde gözlerim nemlenecek.
çünkü biz o'nunla kahve içerdik daima (bkz: fincana kahve koydum gel) -
bunca yıl sonra nasılsın? der ya şarkının sonunda `hüsnü arkan` hep iyiyim derim. hepsi geçti. zerdali bahçesindeki çocuk iyi, kayıp bir sandala binip giden kız geçti. -
deseler yalnız 5 şarkı dinleyebilirsin hayatının bundan sonraki kısmında, biri zerdaliler olurdu.