1. insan iki yaşında da öyle başlar işte
    ezgilerin karanlığına sıyrılır kucaklardan,
    cıvıl cıvıl cıvıldar, mırıldar bir süre,
    derken, üçüne doğru, sözler dökülür ağzından.

    öyledir işte, yavaşça başlarsın anlamaya,
    kapılıp bir türbinin büyük gürültüsüne,
    sen misin bu, bir başkası mı yoksa,
    yabancılaşmıştır evin, bir gölgedir annen de

    bu zalim leylâk parıltısının nedir derdi?
    bu dökülen, bu inen bir park kanepesine,
    nedir? çocukları kaçırmak gibi bir şey mi?
    öyledir işte, kuşlar öyle doluşur içine.

    arttıkça artan kıvamını bulan acılardan:
    yüreğinde ulaşılamayanın özlemi, uzak yıldızlar,
    faust gibi olduğun, kafan bulandığı zaman
    öyledir, öyle başlar çingene çalgıcılar.

    uçaraktan yüce yüce gök katlarından
    çevrili alanlar görürsün, evsiz topraklar,
    ve denizler bir iççekiş kadar ansızın,
    işte tıpkı öyle doğar heceler ve uyaklar.

    yulafların üstünde, sırtüstü,yaz geceleri,
    yakarır durur: her şey yerini alsın diye,
    sakınarak gözünden şafağı ve evreni
    öyle olacaktır, öyledir dalaşımız güneşle.

    öyledir, öyle başlar yaşamak, dizelerle.

    çeviren: cemal süreya