-
1 Eylül 1939 tarihinde Nazi Alman orduları Polonya’ya saldırarak 20. yüzyılın en kanlı savaşını, 2. dünya savaşı 76 yıl önce bugün başlatmıştı. Milyonlarca insanın ölümüne ve sakat kalmasına neden olan bu savaşın başlangıç günü olarak kabul edilen 1 Eylül türkiye'de ve dünyanın pek çok ülkesinde “Dünya Barış Günü” olarak kutlanmaktadır.
Savaş, devlet veya ulus gibi siyasal birimler arasında ya da aynı devlet, aynı ulus içindeki rakip siyasal güçler arasında genellikle açık ve ilan edilmiş olarak yürütülen silahlı çatışma olarak tanımlanmaktadır. Ancak savaş harflerden oluşan bu tanımdan çok daha öte bir anlam taşır. Savaş insanların ölmesi, yaralanması ya da sakat kalmasının yanı sıra; ailesini, yakınlarını ve dostlarını kaybetmesi demektir. Korku, acı şiddet ve gözyaşı demektir. Savaş, yalnızca geçmişteki ya da bugünkü mağdurlarını değil, süreğen etkisiyle sonraki kuşakları da örseleyecek ağır bir travmadır.
"çocuğun gördüğü düştür barış.
ananın gördüğü düştür barış.
ağaçlar altında söylenen sevda sözleridir barış…” yannis ritsos -
barış
çocuğun gördüğü düştür barış,
annenin gördüğü düştür barış,
ağaçlar altında sevdalıların sevda sözleridir barış;
gözlerinin içinde uçsuz bucaksız bir
gülümseme elinde yemiş dolu bir zembil ve
alnında ter tomurcukları,
pencerede suyu soğutan testideki damlalar gibi;
akşam üstü eve dönen babadır barış,
dünyanın yüzünde yara izleri kapanırken
ağaçlar diktiğimizde
havan mermilerinin kazdığı çukurlara;
yangının kavurduğu yüreklerde
ilk tomurcuklarını açarken umut
ve ölüler kanlarının boşa gitmediğini bilerek
yana dönüp içerlemeksizin uyuyabildiklerindedir
barış…
barış yemek kokusudur tüten,
akşamleyin
arabanın yolda durmasının korkutmadığı,
kapı çalınmasının dost demek olduğu,
ve pencereyi saat başı açmanın renklerinin uzaktaki çanlarıyla
gözlerimizin bayram etmesini sağlayan
gökyüzü demek olduğu zamandır barış;
barış bir bardak sıcak süt ve bir kitaptır,
uyanan çocuk önünde
başaklar birbirlerine eğilip işte ışık ışık ışık dedikleri
ve ufuk çemberi ışıkla dolup taştığı zamandır barış;
hapishaneler onarılıp kitaplıklar yapıldığı zaman,
eşikten eşiğe bir türkü yükseldiği zaman
geceleyin,
cumartesi akşamları mahalle berberinden çıkan yeni tıraş olmuş
bir işçi gibi baharda ay buluttan çıktığı zamandır barış;
geçmiş gün yitirilmiş bir gün olmadığı, sevinç yapraklarını akşamın içine salan bir kök ve kazanılmış bir gün hak edilen bir uyku olduğu zaman acıyı kovmak için zamanın dört bir bucağından güneşin hemen ayaklarını bağladığını duyduğun zamandır barış...
barış ışınlar demetidir yaz ovalarında iyilik alfabesi tanın dizlerinde,
kardeşim dediğin yarın kuracağız dediğin zaman kuracağız dediğimizi kurunca
türkü çağırdığımız zamandır barış;
ölüm yüreklerde az yer kapladığı ve güvenli parmaklarla
mutluluğu gösterdiği zaman bacalar;
ikindi vaktinin büyük karanfilini
ozan ve proleter aynı şekilde kokladığı zamandır barış;
insanların sıkışan elleridir barış,
dünyanın masasındaki ekmektir,
gülümsemesidir annenin
budur yalnızca
başka bir şey değildir barış
ve toprakta derin yarıklar açan sabahlar
tek bir sözcük yazarlar,
barış başka bir şey değil barış;
dizelerimin rayları üzerinde
buğday ve güller yüklenmiş geleceğe doğru yol alan bir trendir barış,
kardeşlerim barış içinde derin derin soluk alıyor tüm dünya bütün düşleriyle
verin ellerinizi kardeşlerim işte budur barış…..
`yannis ritsos` (çeviri:özdemir ince) -
dünya savaşları,
devletler arasındaki savaş,
karşıt görüşler arası savaş...
sonuç: barış
barış kanla beslenir.
barış olması için belli bir miktar kan akması gerekir.
barış o kanı emer, doyar.
o almıştır alacağını o yerde.
sıra diğer yerlere gelmiştir.
oraları da sömürür.
bir süre sonra doğa kanunu olur.
bir yerde insanların ölmesi, kanların akması, bedelinin canlarla ödenmesi sonucunda oluşan şeye barış deriz.
peki onca ölen insan, yarım kalan yuvalar, ağlayan analar, çürüyüp giden emekler… bazen barış denen şeyin insanların bir şeyleri düşünüp sorgulamasını önlemek için uydurulan bir durum olduğunu düşünüyorum.
hesap sormalıyız. baştan beri sağlanabilecek bir şeyi belli bir bedel ödeyerek sağlatanlardan. -
"barış hemen şimdi" pankartı altında geçen bir günü, dünyanın herhangi bir yerindeki şavaşta hayatını kaybeden insanlarla kapamak ne kadar da kötü...
"barış
sımsıkı kenetlenmiş elleridir insanların
sıcacık bir ekmektir o, masası üstünde dünyanın
barış
bir annenin gülümseyişinden başka bir şey değildir
...
kardeşler, uzatın ellerinizi
barış budur işte
... " -
barış ortadoğuyu dünya'nın ilk zamanlarında bir daha dönmemek üzere terk etti. bu topraklardan barış umut etmeyi çoktan bıraktım evlat. 5. günün şafağında sağa bak orda yine boktan sebeplerden çıkmış yeni bir savaş göreceksin. -
aslında özel günleri hiç sevmem,kendi doğum günüm bile bana önemsiz gelir.
ama barış günü gerçekten çok önemli.barış;savaşın karşıtı anlam içermiyor ki bence,bence barış bazı günlerde hiç tanımadığın bir insana sebepsizce gülümsemek,bazen sokakta soğukta büzüşen bir kedi yavrusunu doyurup,ısınmasını sağlamak,bazen mecburiyetten ülkesini terk etmek zorunda kalmış bir mülteciye yardım etmek,bazen düşünce yapısı sorgulamaya tamamen kapalı bir insana söylenen bir cümle ile onun düşünebilmesine katkı sağlamak,bazen de elinden geldiğince kendi keyfi,parası,imkanlarını,parasını arttırmak için insanları,kadınları,çocukları,ülkeleri ezen sömürenlere karşı sesini yükseltmek,sesini yükseltemiyorsan bile onlara karşı fısıldamaktır barış.barış bir başkası için kötü olanı görüp iyiye gitmesi için bir şey yapabilmektir..
umarım insanlar biraz daha barışcıl, "insancıl" yaşamaya başlarlar bundan sonra.
2012 yılında güzel bir kızımızın (fatmagül gökçe) italya'da 1.lik ödülü kazandığı karikatürünün gören her insanın biraz olsun barışın önemini anlaması umuduyla... ["http://hizliresim.com/ZYd99o"]