• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (8.00)
1001 fıçı bira - ferhat uludere
“aşk çocukları değildik bizler, hiçbir şeyi planlamayan genç serserilerdik. kimseyi sevemezdik ve kimse de bizi sevemezdi.”

doğduğu ve büyüdüğü taşra kasabası ona dar gelmeye başladığında yazar olma hayalleriyle kendisini büyük şehre atan feryat, ziyaret için kasabasına geri döndüğünde, unutamadığı aşkı şehrazat'la karşılaşır ve zaten oldukça dağınık bir biçimde sürdürdüğü hayatı hepten altüst olur.

oradaki herkes bir kasabanın ne olduğunu çok iyi bilir… bazen koruyan ve kollayan bir sığınaktır kasaba, bazen bir oyun bahçesi, bazen ise çocuklar kadar acımasız gardiyanların koruduğu bir hapishane… ama "rüzgara boris vian okutanlar" için büyük, zamanla ve mekanla sınırlı olmayan bir meyhaneydi lüleburgaz...

ve bu kitap o büyük meyhanenin müdavimlerinin hikayesi… çiçekçi deposunda, okul bahçesinde, evlerin avlusunda, dumanaltı dernek lokallerinde ve hatta mezarlıkta içip, içip ve daha da içip körkütük âşık olanların öyküsü...

ferhat uludere, 1001 fıçı bira'da taşradaki günlük hayatın tekdüzeliğini tüm çıplaklığıyla yansıtırken, trakya yaşamını ayrıntılarını da gözlerimizin önüne seriyor. efsanevi kel şükrü'nün lüleburgaz'da yarattığı "1001 fıçı bira" adlı meyhane bu romanla birlikte yeniden diriliyor...

şimdi geriye tek söz kalıyor söyleyecek: aksınnnnn!


  1. arka kapaktan;
    ''anne, ben nezarethanede kalacaksam bunun yüce amaçlar uğruna olmasını istedim hep, ama bir türlü olmadı. hep sokaklarda içki içtiğim için içeri alındım. baş komiser ne suç işlediğimizi sorduğunda, yanındaki memur küçümseyerek hep aynı cevabı verdi. “umuma açık yerde alkollü içecekler tüketmek. ” anne, tek suçumuz buydu hayatta; umuma açık yerlerde alkollü içecekler tüketmek. suçluyum ben anne, oğlun sandığın gibi temiz, lekesiz biri değil, umuma açık yerlerde alkollü içkiler tüketen bir serseri, ama suçluyum diye beni yargılama anne; bu suçu kocan da işledi, büyük oğlun da işledi, hatta belki de o bu suçu aramızda en fazla işleyen kişi olarak suç dünyasına adını altın harflerle yazdırdı.”

    o kadar sahici ki roman kahramanlarıyla oturmuş içiyorum zannettim. okuyarak çakırkeyif oldum.