1. 1 aylık çalışmayla girdiğim ve zorlandığım sınavdır. geçmiş yılların tüm ales sınavlarını çözmüş biri olarak açık ara en zor ales'ti diyebilirim. sınav başlamadan önce 95-96 bandında bir puan bekliyordum. ösym beni 110 km ötede sınava soktuğu için o gece rüyamda 2 defa sınava yetişemediğimi görüp uyandım. uykum sikilmişti. sabah arabama bindim, 1.5 saat sonra vardım. omü mühendislik fakültesi.. nerden bilebilirdim en büyük kabusumun bu yer olacağını nerden bilebilirdim. arkadaşımı beklemeye başladım, geldi, sınav salonuna gittim. girişte “kusura bakmayın ama hayallerinizi çalacak beyaz atlı prens geldi beynini siktiklerim” bakışı atıp yerime oturdum. alfabe kodladım, sayıları yazdım, bakın; bunu kabullendim ve bunları yaparken asla ve asla yadırgamadım. çünkü ben 24 yaşında değilim ki neden garipseyeyim. espri kalitemi de alıp götürmüş ales görüyorsunuz. neyse zaten bundan sonra da hobi olarak alfabe kodlayacağım. derken 9:30 oldu başladım.

    sınav öncesi süper sikimsonik bir taktikle; türkçe ilk 20 soruyu çözer sonra mat1 bakarım, daha sonra türkçe kalan 15 soru sonrasında da mat2 yaparım, zaman kalırsa sözel mantık sorularına bakarım diye düşünüyordum. başladım türkçeye sanki o zamanlar, yunanistan’ın milli düşman olduğu güzel yıllar gibi huzurlu ve mutlu bir şekilde geçti. 20 soru ve 17 dk geçmiş. güzel geçtim mat1 geometriye tersten başlarım. geometrim iyidir. şak şak şak geometriyi çözdüm, mantık soruları tık tık tık aman allahım 95 geliyor, as bayrakları duyun lan orospu çocukları geliyor diye içimdeki mehter hücum marşıyla sorularla savaşıyordum. savaş gayet benim lehime giderken mantık soruları bitti. işlem sorularına geçtim. sikip atıyorum savaşın amına koydum adeta. derken b şehrinde c şehrine 4 saat 10 dk sonra varan orospu çocuğu cemal, mehmet kimsen oğlum sen bana sanki turan taktiği yaptı. soru tek kişilik dev ordu gibi direndi. o direndikçe ben savaştım. stalingrad ormanlarında rus avlamaya çalışan bir ceylan gibiydim. o soru zamanınım sünger gibi çekti. karadelik gibi emdi. sonunda 16:30 yaptım lakin emin bile değildim. moralim düşmüştü. peşine gelen kare alanları sorusu düşene bir tekmede benden diyerek, yerdeyken kezzap döktü üzerime. yıkılmış, dağılmış, atatürkün gençliğe hitabesinde " cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir" dediği gibi, bir hal içerisindeydim. yıkılmaya yakın hasta adam osmanlı oluvermiştim bir anda. saate baktım. 85 dk kalmıştı. benim ise mat2 ve türkçeden toplamda boş bıraktıklarımla beraber 70 sorum vardı. o an dostlar evet o an gardımı düşürdüm.

    türkçeye geçtim “hiçbir şey ile acı arasında kalsam acıyı seçerdim” diyen bir adam ne düşünmüş olabilir derken bisikletle izmir’e giden saffet’in ankaralı olma ihtimali ile karşılaştım. mantık sorularını saat gibi yapan ben o an afalladım. dur dedim daha savaş bitmedi. mat2 ye geçtim. ama o nasıl bir mat2’dir. geometriden başladım. ilk soru geç, 2. geç, 3. geç tıkandım. bütün soruları çekirge gibi zıpladım. kredi kartı sorusunu anlamak için uğraş verirken matbaa sorusu ile morfinsiz çekilen düş sancıları okumuş gibi oldum. daha fazla uzatmayayım. mat 35-36 işaretledim. sözel-1 36, mat2 saymadım ama 15-20 arası işaretledim. ilk alesimdi. unutamayacağım bu sınavı..