1. Hiçbir siyasi liderin umurunda olmayan, ancak aynı zamanda üç gündür Kumluca'da güneş doğdurmayan doğa felaketidir.

    cuma günü öğle vakitleri başlayıp, akşamüzeri kontrol altına alınan yangın; ertesi gün (cumartesi) saat beş sularında tekrar alevlendi. saat 4 gibi gelidonyaya bisiklet sürmeye çıkmış olan şahsım; saat 05.24 gibi karaöz mevki sırtlarında bir bulut huzmesine tanıklık etti. İlgili fotoğrafa linkten ulaşılabilir.

    https://1.bp.blogspot.com/-3TYG9o05b2U/V25yf5obkRI/AAAAAAAAATM/dB3ln7-0G70hdMkfyhwDfvaxSD24gRxZwCLcB/s1600/20160625_053038.jpg

    derhal telefona sarılıp 177'i aramamla, (ki en az bir dakika çaldı sanıyorum, sonra açtılar) görevli ile aramızda geçen konuşma şu şekilde:
    -Orman Yangın
    -Merhaba, Karaöz sırtlarında, Gelidonya burnunun ardına düşecek mevkiden yoğun bir duman kümesi gördüm.
    -Haberimiz var efendim, dünki yangının devamı o. ekiplerimiz olay mahalinde. (bu bir yalan; zira beykonak ve mavikent itfaiyeleri sahurda kendi beldelerine intikal ediyorlardı.) o yangın kontrol altına alındı.
    -ama benim gördüğüm duman geceki gibi değil, daha koyu.
    -biliyoruz efendim, teşekkürler.

    Ve tak kapadı telefonu. Bu görevli arkadaş kim bilmiyorum ama cumartesi saat 05.00 sularında erenköy (yangının başlama noktası) mevkindeki tüm ekiplerin çevredeki petrollere çekildiğini yahut eski görev yerlerine döndüğünü ilçede herkes konuşuyor. yani yangın alanı soğutulmadan terk edildi!


    Saat 05.37 gibi karaöz sahildeyken arkamdaki bulut kümesi şu şekli almıştı.

    https://1.bp.blogspot.com/-cW7qmtavhfA/V25zNs3xkBI/AAAAAAAAAT8/DAT4aVovjU0t1HwtW-WVHB4_Pdbld1GSQCLcB/s1600/20160625_054744.jpg

    kontrol altına alınmış, soğutulmuş yangından böyle atom bombası dumanıvari bir duman kümesi yükseliyordu. ben telefonla tekrar aramadan saat 06.00 gibi uçaklar denize sortilemeye başladılar zaten.


    neyse ne. ortada devasa bir ihmalkarlık var ve benim anlattığım gibi hikayelere sahip binlerce kişi var. insanlar kürekleriyle, çapalarıyla uğraştılar yangını söndürmeye. ilçedeki inşaat firmaları (nasıl olduğuna hala hayret ediyorum) beton taşıma araçları ile su taşıdılar itfaiyelere. eh, bir gezi parkı hikayesi çıkaramazsınız buradan, ama oradaki; cerrahtepedeki veyahut başka bir sürü yerdeki ağaç için verdiğiniz mücadeleyi niçin antalyada, bodrumda, edirnede ormanlar yanarken göremiyoruz acaba? otelciler kundakladı diyorsunuz. (ki doğru) yerel halk anız yakarak başlattı diyorsunuz. (doğru) ama hiçbir şekilde harekete geçmiyorsunuz. haber kanalında 2 dakikalık bir bültene konu olmakla yetiniyor, kapkara cesetli milyonlarca ağaç.

    neyse ne; kimseye kızmak gibi bir amacım yok. kimseyi eleştirmek de haddime değil. yalnız, orman müdürlerinin eski belediye şoförlerinden yapıldığı antalyada biz yanıyoruz ve siz biz yanarken sadece izliyorsunuz. milyonlarca ağaç; hayvan yanarak ölüyor; insanların seraları, bahçeleri kavruluyor ama bizim elimizden hiçbir halt gelmiyor..

    netice itibariyle 400 hektar kumlucada, 150 hektarda adrasanda kül oldu üç günde.
    bir dahaki tatile gelişinizde, 'yazık ettiler buraya da.' deyip ardından da bize bir küfür çakıp, kendinizi soğuk suların kucağına bırakıverirsiniz. n'olacak?
    karaya bulanan ağaçlar, ateşten kabuğu çatlayan kaplumbağalar kimin umurunda?