1. gün geçtikçe daha da mutsuz hissetmeye başladığım güzel ülkemi ne hale getirdiler?
    yiten canlara ağlamamak, üzülmemek nasıl bir vicdansızlıktır? biz nasıl bu hale geldik? biz nasıl böyle duyarsızlaştık? ya da hiçbir zaman "biz" olamadık. çünkü böyle düşünen insanlarla bırak biz kelimesi içinde anılmayı, aynı topraklarda dahi yaşamak istemiyorum.
    aynısını ankaradaki, istanbuldaki patlamalarda da yaptılar. duyarsız, vicdansız insanlar çok fazla artık. illa kendi yakının mı ölmeli ki, acıyı paylaşasın? bilmiyorum bunlar nasıl zihniyetler, nasıl kafalar?!
    ben gerçekten defolup gitmek istiyorum. çünkü üzülüyorum. her geçen gün 5-7 yıl arası daha da yaşlanıyorum burada. tecavüz, taciz, bombalar, teröristler, şehitler, ölümler, cezasız kalan suçlar, adaletsizlikler ve daha niceleri. bir kadın olarak, bir birey olarak ben kendimi hiç güvende hissetmiyorum. yabancı arkadaşım gelmiş, bira içiyor ve birileri görecek diye, saldırıya uğrayacağız diye nasıl korktum ifade edemem.
    patlamadan sonra aradı beni, nasılsın dedi. dışarı çıkma olur mu? hem işiniz tatil değil mi dedi. yok dedim. burada olsa hayat durmuştı dedi. (ingiliz kendisi) biliyorum fakat bizde öyle yürümüyor işler dedim. sen dikkatli ol yine de dedi. ben bombalardan dolayı bir daha gelmesem üzülür müsün dedi. şu konuşmayı yaptırdılar ya. helal olsun size.

    özgürlükler nereye gitti?
    nereye gittiyse ben de oraya gideceğim.