• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (0.00)
Yazar paul auster
4321 - paul auster
sadece bir ailenin ve bir kişinin yaşamıyla sınırlı kalmayan roman, soğuk savaş, rosenberg’lerin idamı, kennedy ve martin luther king suikastları, vietnam savaşı, my lai katliamı, 1968 üniversite olayları gibi konuları da ayrıntılarıyla işleyerek 20. yüzyılın ikinci yarısına panoramik bir bakış sunuyor ve bu deneyimleri bitmek istemeyen, akıcı, keyifli cümlelerle aktarıyor.

auster kitabını yorumlarken, “kendi yaşamımdan bazı şeyleri aktardım, ama hangi yazar bunu yapmaz ki?” diyor ve, “ben tanıdığım, bildiğim dünyayı, kendi yaşadığım ve sürprizlerle dolu deneyimleri yansıtmaya çalışıyorum, ömrüm boyunca bu kitabı yazmak için bekledim,” diye tamamlıyor sözünü. (tanıtım bülteninden)


  1. iki üç haftadır elim her gittiğinde vazgeçtiğim kitap. ilgi çekici bir konu, paul auster gibi bir yazar...her şey iyi güzel de kitap 1128 (biri yanlışlıkla iki kez yazmadım) sayfa...tek cilt... insan okuyacak bunu can yayınları!
    mesut
  2. iki ay süren uzun maceranın ardından sonunda bitirebildiğim muhteşem kitap. çok rahat bir şekilde hayatım boyunca okuduğum en iyi 2-3 kitabın içine koyabilirim. "daha çıkalı bir yıl olmuş bu kitabı en iyiler listene koyuyorsan sen zaten pek kitap okumamışsın. yüzlerce yıl önce yazılmış ne eserler var." diyebilirsiniz, ama bazı eserler bazı kişilerde çok farklı hisler uyandırabiliyor. bu nedenle bunun tamamen kişisel bir değerlendirme olduğunu da vurgulamam gerektiğini düşünüyorum. spoiler vermeden anlatmak gerekirse...

    ana karakterin doğumundan yirmili yaşlarına kadar olan 4 alternatif hayatı yazılmış bu kitapta. bu sırada 50'lerin ve 60'ların amerikan tarihine de içeriden bir bakış olanağı sağlıyor. kennedy suikastinden ırkçılık mücadelelerine kadar çok güzel bir politik arka planı da var kitabın.

    ancak her hayattan parça parça ilerliyor kitap. benim için çok karışık geldi başta, o yüzden 4 hayatı kendi içinde ayrı ayrı okudum. bu yönüyle 4 farklı roman gibi de düşünülebilir. yani kitabın kalınlığı (yaklaşık 1000-1100 sayfa) sizi korkutmasın, 4 kurgu da birbirinden ilginç. acaba sırayla okumakla bağımsız okumak arasında ne tür bir deneyim farkı olur onu bilemiyorum. açıkçası sırf bunun için koca kitabı tekrar okumaya da niyetim yok. :)

    kitabın bana kattığı ne önemli düşünce şu oldu: her insanın hayatı biyografik bir öykü olarak ilgi çekici bir şekilde anlatılabilir. kitapta herhangi bir uçuk olay yok bana kalırsa. tesadüflere bağlı yerler var, ama herkesin hayatında olan şeyler bunlar. hepimiz ufak bir tesadüfle, ufak bir karar değişikliğiyle hayatımızın ne kadar farklı bir yöne gitmiş olduğunu fark edebiliriz. ben de hayatımın ne kadar sıradan ve berbat geçtiğini düşünmeme rağmen bu kitabın tarzıyla kendi hayatım gayet ilgi çekici bir şekilde yüzlerce sayfada anlatılabilir. önemli olan yaşananlara yaklaşımımız.

    ayrıca, kitaptaki hayatların hep gençlik döneminde sonlanması ve ne kadar ayrık görünseler de pek çok ortak tema barındırması bana yazarın bir tür kadercilik anlayışıyla bu kitabı yazdığını düşündürdü.

    bu kadar övdükten sonra kitabın beğenmediğim kısmına da geleyim: kitap çok uzun. bazı yerlerde betimlemelerin detayı beni inanılmaz sıkıyordu. kitabın uzunluğu rahat bir şekilde yarıya indirilebilir gibi hissettim. ancak yazarın tercihi bu yönde olmuş, o yüzden yazara saygı duymak gerek.