1. abd'de seçimler bildiğimizden biraz daha farklı oluyor. genel yüzdelikten ziyade electoral votes denilen bir sistem vardır. her eyaletin kendisine ait bir "oy gücü" vardır. adaylardan herhangi birisi o eyaleti kazanırsa, tüm oyların sahibi olur. mesela, oklahoma eyaletini %51-%49 bir farkla trump kazansa dahi, oklahama'nın tüm oylarına sahip olur. konu böyle olunca da partilerin az biraz çoğunluğa sahip seçmenlerinin olduğu bölgeler çok rahat kazanılıyor ve genel itibariyle sürpriz olmuyor. california, new york, illinois ve daha birçok eyalet demokratların kalesi gibi iken teksas, arizona gibi eyaletler ise cumhuriyetçilerin kalesi oluyor. zaten yıllardır yüzde 95 oranında hangi eyalette kimin çoğunluk olacağı doğanın kanunu gibi olmuş. seçimi belirleyen asıl farklar ise bu yüzde 5'lik, tarafsız kesimin çok olduğu ya da çok baş başa giden eyaletler oluyor. okuduğum kadarıyla bu seçimde kilit rol oynayacak eyaletlerin başında nevada, north carolina ve florida geliyor. hillary clinton eğer bu 3 eyaletten birisini kazanırsa seçimi de çok büyük ihtimal kazanacaktır ki florida'yı gerçekten kazanacak gibi duruyor.

    eğer fikrimin bir önemi olacaksa, ben trump'ın kazanmasını istiyorum. ilk olarak trump, politikacı değil. yalan söyleyip alttan işler döndürmeye çalışmıyor. açık ve net bir şekilde fikrini söylüyor. yıllar önce de ve şimdi de zamanında ırak'a hiç girmemeliydik, büyük hata yaptık diyor. rusya ile beraber işid'i yok edeceğini çok açık ve net bir şekilde ifade ediyor. orta doğu hakkındaki görüşlerini değiştirmiyor. amalara ve fakatlara kaçmıyor. suriye'de afganistan'da, ırak'a ve saddam'a yaptıklarımız felaketti diyor. yapar ya da yapmaz fakat adam net olarak ortadoğuda sadece işid ile ilgileneceklerini söylüyor ve bu yüzden tüm o savaş tanrıları kendisinin karşısında. clinton önderliğindeki ana akım medya tarafından ne kadar müslüman düşmanı ilan edilse de, değil. kendisi radikal islamcıların karşıtı. daha geçtiğimiz ay gerçekleşen münazarada sorulan soruya da çok iyi bir şekilde cevap verdi. islamofobi kavramının bir utanç olduğunu söyledi. orlando, world trade center ve paris olaylarına bakın. ben ülkemde bomba patlatılmasını istemiyorum diyor. soruyu soran müslüman kadına ise böyle girişimleri gördüğünüzde bizlere söylemeniz, şikayet etmeniz gerekiyor dedi. adam yaptığı her konuşmada "radikal islamcı terörizm" olgusuna damga vuruyor. queen'de oturup sabahları central park'da kuşları beseleyen müslümandan bahsetmiyor. göçmenlerle bir sıkıntısı yok, ülkeye inanılmaz derecede fazla sayıda giren kaçak göçmenlerle derdi var. bizler nasıl ülkede yer alan 2 küsür milyon suriyeliden rahatsız oluyorsak, onlar da oluyorlar. nbc'de yaptığı konuşmada, 200 bin kadar suriyeliyi ülkemize almamız isteniyor fakat biz onların daha kim olduklarını bile bilmiyoruz diyor.

    clinton medyanın kontrolünü elinde tuttuğu için üzerinden inanılmaz bir algı oyunu yapılıyor. kendisine sürekli "3. dünya savaşını çıkartacak!!!" gibi ağır gerizekalılık içeren yorumlar yapılsa da adam, benim ortadoğu'da, avrupa'da ve saçma sapan 3. dünya ülkelerinin meseleleriyle işim gücüm yok, kendi ülkemle ilgileneceğim, nato için daha da fazla yatırım yapmayacağım diyor. barış güvercini clinton ise kürtleri silahlandırmaktan, rusya'ya siber saldırı karşılığında askeri müdahale yapılması gerektiğini savunuyor.

    trump islam düşmanı ve savaş çığırtkanı, hillary clinton ise gerçekten böyle olaylara hiç girmiyor.

    ignorance is bliss arkadaşlar.

    edit: imla.