• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (8.55)
a clockwork orange - stanley kubrick
geleceğin britanyasında, ilaç bağımlısı bir çete her gece şiddet gösterilerinde bulunmaktadır. adam dövüp, hırsızlık yapıp insanlara tecavüz etmektedir. bir gece çetenin başı alex diğerleri tarafından polise ihbar edilir. hapse giren alex'in cezasını hafifletmesi için önünde bir seçenek vardır: bir deneye tabi tutulmak. sonrasında alex'in hayatı tümüyle değişecektir.


  1. uyarlama film.

    !---- spoiler ----!

    filmde bazı noktalar atlanmış. kitabın giriş bölümünde yer alan dükkan soygunu es geçilmiş mesela. yine aynı gece elinde kitap taşıyan profesör görünümlü adamı dövdükleri sahneye yer verilmemiş. bu nokta önemsiz gibi görülse de kitabın aslına sadık kalınması açısından son derece gereklidir, çünkü alex tedavi görüp dışarı çıktıktan sonra intihar etmenin acısız bir yolunu öğrenmek için kütüphaneye gider ve orada o prof. görünümlü adamla karşılaşır. filmde alex'in yaşlılar tarafından dövüldüğü sahne aslen kütüphanede geçmektedir. ve yine ilk gece çalınan arabanın nasıl çalındığına değinilmemiştir. ve yine (yine'nin boktu çıktı evet) new york dükü'nde içki ısmarladıkları yaşlı kadınlara yer verilmemiştir. bu olay da örgünün bütünlüğü açısından gereklidir, zira alex kadını öldürüp yakalandıktan sonra arkadaşlarının adını verecek ama arkadaşları kadınların tanıklığı sayesinde yırtacaktır.

    ayrıca alex cezaevindeyken koğuşuna gelen yahudi adam ve bu adamın öldürülmesine filmde hiç değinilmez. oysa mütevazi anlatıcımız bu adam için "hapishaneden çıkmama yardım eden adam" tanımlamasını yapmıştır. yani olay örgüsü için gerekli bir karakterdir.

    hadi bunların hepsi sineye çekilir, film gereğinden fazla uzun olmasın diye yapılmıştır denir de, yaşlı yazarın evine girdikleri zaman alex'in daktilodaki yazılmak üzere olan esere hiç bakmaması kesinlikle kabul edilemez. zira kitabı okuyanlar bilecektir ki o daktilodaki eserin adı "a clockwork orange"dır. ve alex bu isimle dalga geçerek sayfaları yırtar. kitabın ilerleyen bölümlerinden birinde ise kendisi için "otomatik portakal" yakıştırması yapar.

    yine yaşlı yazarın evindeyken (tedavi gördükten sonra), yazarın karısına tecavüz ettikleri akşam hakkında ağzından 2-3 şey kaçırır ve yazar kendisinden şüphelenmeye başlar. filmde bu noktaya da hiçbir şekilde değinilmemiştir. yani yazar amcamız birden, gereksiz yere diş gıcırdatır olmuştur mütevazi anlatıcımıza. ayrıca daha sonra bakan hastanede alex'i ziyaret ederken "seni bıçaklamayı düşünüyordu, biz de onu akıl hastanesine kapattık" falan dememiştir.

    onları da sineye çektiniz diyelim ; tedaviden çıktıktan sonra devletin alex'e iş bulması, akabinde alex'in bir süre düzenli bir yaşam sürmesi ve o esnada georgie'nin öldüğünü öğrenmesi, daha sonra bir barda pete ve eşi ile karşılaşması nasıl es geçilir lan?

    böyle detaylar her ne kadar ufak gibi görünse de filmi izleyen bünyelerde taşların yerine oturması için son derece gereklidir.

    ayrıca kurgusal olarak değil de teknik yönden bir durum kafama takıldı ; dim ve billy alex'i döverken dim alex'in kafasını 70-75 saniye boyunca suda tutuyor ve alex boğulmuyor. sanırsın ki alex alex değil, jacques reverdi.

    film sonuç itibariyle güzel olsa da bazı detayların es geçilmesi filmi izlemeden önce kitabı okuyan bünyeleri çok rahatsız edebilir. kitap kesinlikle filmden çok daha vurucu.

    !---- spoiler ----!