1. yıllar önce başıma gelen bir olaydı.

    korkunç istanbul trafiği ve bitmek bilmeyen yollar arasında zincirlikuyu'da metrobüs sırası beklerken bayılmıştım. uyandığımda birkaç insan başıma toplanmış benimle ilgileniyorlardı. hatta birisi telefonumu düşürdüğümü, kendisinin de çalınmasın diye başımda uyanmamı beklediğini söylemişti. biraz toparlanıp yoluma devam ederken iyi insanların hala var olması fikrini düşünüyordum. ve son durağım olan uzunçayır'a gelmiştim.

    bayılmanın sersemliğiyle mola vermeye karar verip büfeden baya karnımı doyurup üstüne "doydum sigara"mı bile yakmıştım. işte tam o esnada arkamda genç bir kadının telefonla konuşurken hüngür hüngür ağladığını fark ettim. gözleri kıpkırmızı olmuştu. öyle bir anda dünyada yalnızca ikiniz varmışsınız gibi hissediyorsunuz. tüm o kalabalığın kaosun arasında bir kadın delicesine ağlıyor ve kimse geri dönüp bakmıyor bile. şu dünyadaki yalnızlığımız, değersizliğimiz her defasında şaşırtıyor beni.

    her neyse. bir müddet hiçbir şey yapamadım. bakışlarımı kadının üzerine dikmek istemiyordum ama tedirginliğimi saklayamıyordum da. az önce kalabalığın ortasında bayıldığım zaman benimle ilgilenen birileri olmuştu. bir şeyler yapmak istiyordum ama emin olamadım. hatta konuşmak, onu üzen şeyi dinlemek bile geliyordu içimden. telefonda konuştuklarını da çok anlayamıyordum. tüm dikkatim kadındaydı. derken göz göze geldik. bir an için utandım, bana kızmasını bekledim. daha sonra nasıl bir cesaret geldiyse yavaşça yaklaşıp sigara paketimi uzattım. bunu bekliyormuş gibi heyecanla teşekkür ederek bir tane sigara aldı. onun için yapabileceğim başka bir şey olup olmadığını sordum. yeter de artar bile cevabını aldım.

    her gün dünya kadar pislikle karşılaşsak dahi bu dünyada iyi bir şeyler yapabilme fikrini hiç bırakmasak aslında, hiçbir şey için olmasa da bari kendi içsel tatminimiz için bile yapsak bunu, bir kişinin bile kalbine dokunsak bir gün mesela, hala dünya çok daha iyi bir yer olurdu bence.
  2. babannemi kaybettiğim gün bindiğim taksinin şoförü, hastanedeki asansördeki kadın...
    sanırım edilmeli.
  3. bazen sokakta, kıyıda köşede tek başına ağlayan bir yabancı görüyorum. her seferinde içimden gidip teselli etmek, yardımcı olmak geçiyor. sonra kendi sayılı ağlamalarım geliyor aklıma. birisi gelse bana teselliye sıktır git derim başından. fakat ben böyleyim. paylaşmayı sevmem. acaba ne yapmalı ki başkalarına? yardımcı olmaya çalışılmalı mı?
    zgrkk
  4. öyle birine denk gelmedim. ama gelsem en azından temkinli bir şekilde yaklaşabilirim.
  5. bence edilmemeli.bırakın ağlasın.ağlasın ki rahatlasın acısını yaşasın.eğer insan acısını o an da yaşayamazsa daha sonraları agresif oluyor.sinirli oluyor.bırakın yalnız kalsın.yalnızlığın da güzel yanlarından biri ağlayıp rahatlamak değil midir zaten ?
  6. ağlayana dokunulur mu? birakin ağlasin, tesellisi olsa zaten ağlamaz.
  7. kesinlikle edilmez. teselli zaten işe yarayan bir şey değildir. çok üzüldüysen derdini sorarsın, eğer elinde bir şey geliyorsa yardımcı olursun.
  8. yakınlarında durulur, çaktırmadan ürkütmeden. bir şey rica edecekse eder zaten. gizli bir koruma iç güdüsü sonuçta bir kere onu gördüğünde biraz daha iyi olup olmadığını merak edersin, şahsen beş on dk etrafta dolanır durum çok kötü değilse giderim. kötüyse ne yapılır hiç bilmiyorum.
  9. hiç düşünmeden acaba ters teper mi belki yalnız kalmak istiyordur diye düşüncek zamanı bile beklemeden direk teselli etmeye calıştığım durumdur. konuşmak istemese de onun üzüntüsünü paylaşacağımı bilmesini isterim. sorumluluk hissederim kendimde.
  10. yalnız bırakılması gereken insandır ağlayan insan. şahsen ağlarken "bacım ne oldu neyin var" diyen olursa hırlarım.