ahmet ümit

Kimdir?

gaziantep'te yedi çocuklu bir ailenin en küçük çocuğu olarak dünyaya geldi. babası kilim tüccarı, annesi terzi idi[1]. ilk öğreniminin ardından gaziantep atatürk lisesi’ne devam etti. 14 yaşından itibaren sol görüşlü bir aktivist oldu.[2] ülkücülerle aralarında çıkan bir kavgadan dolayı 24 arkadaşıyla birlikte gaziantep dışına sürgün edildiği için liseyi diyarbakır’ın ergani ilçesinde tamamladı[2].

1979’da marmara üniversitesi’nin kamu yönetimi bölümünde yükseköğrenimine başladı. öğrencilik yıllarında tanışıp evlendiği vildan hanım ile evliliğinden gül adında bir kızı oldu (1981)[3]. 1980 darbesinin ardından derneklerde sol görüşlü olarak çalıştı[3]. 1982’de düzenlenen “anayasaya hayır” kampanyasına katıldı. duvarlara afiş yapıştırırken yakalanan arkadaşları için öykü şeklinde yazdığı rapor, takma adı olan "k. yalçın" imzası ile önce atılım dergisi’nde sonra prag’da 40 dilde yayın yapan barış ve sosyalizm sorunları dergisi’nde yer aldı. yazarlığa adımnı bu rapor/öykü ile attı.[4] 1983 yılında üniversite öğrenimini tamamladı.

üyesi olduğu türkiye komünist partisi (tkp) tarafından 1985’te moskova’ya gönderildi. 1985-1986 yılları arasında moskova sosyal bilimler akademisi'nde eğitim gördü. tkp tarafından komünistlik eğitimi almak için rusya’ya gönderilen altı gencin başından geçenleri anlattığı[5] "kar kokusu" (1998) adlı romanı, bu dönemde yaşandıklarından izler taşır. moskova’da iken şiir yazmaya başladı. 1989’da aktif politikadan ayrıldı ve sokağın zulası adlı şiir kitabını yayımladı. arkadaşı ali taygun[6] ile bir reklam ajansı çalıştırmaya başladı.

1990 yılında bir grup edebiyat tutkunuyla birlikte yine hişt adlı kültür-sanat dergisini çıkardı. şiir, öykü ve yazılarını adam sanat, yine hişt, öküz ve cumhuriyet kitap dergileri ile yeni yüzyıl gazetesinde yayımladı.

1992 yılında yayınlanan ilk öykü kitabı çıplak ayaklıydı gece, aynı yıl ferit oğuz bayır düşün ve sanat ödülü'nü aldı. bu kitap ahmet ümit'i yazın dünyamıza tanıtan ilk kitap olma özelliğini de taşır.

arkadaşı tiyatro yönetmeni ali taygun’un teşvikiyle polisiye yazmaya ağırlık veren ahmet ümit, 1993 yılında atv için çekilen "çakalların izinde" adlı polisiye dizinin öykülerinin ve senaryosunun yazılmasına katkıda bulundu. ardından da 1995'te ahmet ümit, çeşitli gazete ve dergilerde franz kafka, dostoyevski, patricia highsmith, edgar allan poe ve polisiye roman yazarları üzerine inceleme ve tanıtım yazıları kaleme aldı.

"bir ses böler geceyi"(1994) adlı uzun hikâyesinin ardından "masal masal içinde" (1995) yayımlandı. annesinden dinlediği masalları düzenleyip yazdığı bu kitap çeşitli özel ilköğretim okulunda ve özel kolejlerde ders kitabı olarak okutuldu,[7] koreceye çevrildi[8] kitaplarının tümünde var olan gerilim duygusu "sis ve gece"(1996) adlı polisiye romanında kendisini tümüyle dışa vurdu. "sis ve gece" türkiye'de yankı uyandırdı, tartışmalara yol açtı. yunanistan'da yayımlanarak yabancı dile çevrilen ilk türk polisiye yapıtı unvanını kazandı.

"sis ve gece"'yi "kar kokusu" (1998) adlı romanı, "agatha’nın anahtarı" (1999) adlı polisiye öykü kitabı takip etti. 2000'den itibaren "patasana"(2000), "kukla" (2002), "şeytan ayrıntıda gizlidir" (2002), "beyoğlu rapsodisi" (2003), "aşk köpekliktir" (2004), "ninatta’nın bileziği" (2006), "kavim" (2006) adlı kitaplarını ardı ardına yayımladı. 2007’de "insan ruhunun haritası" adlı denemesi yayımlandı. 2008'da yayınlanan "bab-ı esrar"'da şems-i tebrizi cinayetini konu edindi. istanbul hakkında çok detaylı bilgiler de içeren "istanbul hatırası" adlı polisiye romanı haziran 2010'da okuyucularla buluştu. yazarın "başkomiser nevzat, çiçekçinin ölümü" (2005) adlı bir de çizgi romanı vardır.

öykülerinden yola çıkılarak uğur yücel tarafından karanlıkta koşanlar ve cevdet mercan tarafından şeytan ayrıntıda gizlidir dizileri yapılmış, "sis ve gece" adlı romanı 2007 yılında turgut yasalar tarafından sinemaya uyarlanmıştır.

ayrıca okan üniversitesi danışma kurulu üyesidir. (kaynak:vikipedi)


  1. keşke ahmet ümit polisiye yazmasa, zira eserleri polisiye açısından çok basit bir omurgaya sahip bir kaç öyküsünü veya romanını okuduktan sonra kitaplarının katilini de gidişatını da az çok tahmin edebildiğiniz için kitap bitince polisiye olayın basitliğinden, bu kadar sayfa hep laf u güzaf mıydı dedirtir... misal sultanı öldürmek romanında, sizleri istanbulun fethinden 21. yüzyıla getirir götürür okurken çok büyük haz duyarsınız fakat eserin polisiye boyutundan çok basit bir olay olduğunu anlayınca tüm büyüsü bozulur... bu bağlamda keşke aşk romanları yazsa, fakat eserlerine polisiye katıp bayağlaştırmasa ve eserlerinin büyüsü katilin kim olduğunu öğrendiğinde bitmese...
    edit: evet türk polisiyesinin en iyisidir,zira türk edebiyatında adam akıllı polisye yazan 3-5 adam vardır, misal bir peyami safanın cingöz recai hikayeleri ile kıyaslayınca gerçekten iyidir ama olaya uluslararası arenada bakarsak grange, agatha christie seviyesine polisiye konusunda yetişememiştir...
  2. kitaplarına son yazamayan yazar. polisiyenin hatrına pek çok kitabını okudum hepsinde aynı sorun vardı. beyoğlu rapsodisi en iyi kitabı olsa da sonunda yine çuvallar ümit. her kitabında da pera, christie bir şekilde geçmek zorunda. zorlama ve sırıtan bir imza. alameti farika da denemez. geçirdiği siyasal evrim de dikkat çekici. heyecansız, kısır konular haline getiriyor ne yazık ki. ilk sayısı henüz bugün elime geçen 221b dergisine de yazmış. başarısız ve alışılmış bir dil kullanmış yazısında da.
    sezgi
  3. 1989 - sokağın zulası
    1992 - çıplak ayaklıydı gece
    1994 - bir ses böler geceyi
    1995 - masal masal içinde
    1996 - sis ve gece
    1998 - kar kokusu
    1999 - agatha'nın anahtarı
    2000 - patasana
    2002 - şeytan ayrıntıda gizlidir
    2002 - kukla
    2003 - beyoğlu rapsodisi
    2004 - aşk köpekliktir
    2005 - başkomser nevzat 1, çiçekçinin ölümü
    2006 - kavim
    2006 - ninatta'nın bileziği
    2007 - insan ruhunun haritası
    2007 - başkomser nevzat 2, tapınak fahişeleri
    2008 - olmayan ülke
    2008 - bab-ı esrar
    2010 - istanbul hatırası
    2011 - başkomser nevzat 3, davulcu davutu kim öldürdü?
    2012 - sultanı öldürmek
    2013 - beyoğlu'nun en güzel abisi
    2015 - elveda güzel vatanım
  4. şu ana kadar 5 6 kitabını okuduğum yazar. benim okuduğum en iyi türk polisiye yazarı. ayrıca kitaplarında olayın geçtiği şehre dair çok ayrıntılı betimlemeleri vardır. istanbul'da geçen romanlarını okuduktan sonra bahsi geçen yerleri gezmiştim.
  5. nevzat amirimle behzat amirim arasında gereğinden fazla bir benzerlik mi söz konusu yoksa bana mı öyle geldi? dün ahmet ümit okurken farkettim, emrah serbes sanki her temas iz bırakır demeden önce ahmet ümitin nevzat karakterine fazlaca temas etmiş gibi hissettim. kaybedilen aile, çocuk; bir nevi aile yerine konulmuş mesai arkadaşları, sistemin dışında kalan zaptedilemeyen güzel "abiler". iki karakterin benzer yönleri beni biraz rahatsız etti, kimbilir belki iki yazar da bir polisi sevdirebilmenin tek yolunun bu yönde bir karakter yaratarak yapılabileceğini öngörmüşlerdir.
    mesut
  6. favori yazarım. sanırım şu an 6-7 kitabını okumuş bulunmaktayım ve üniversite sınavını atlattıktan sonra devamını da okuyacağım. polisiye denince türkiye'nin en iyisi olmalı.
  7. gaziantep şirehan otel'de de adına bir oda bulunmaktadır. oda numarası ise 134.
  8. bence dünya standartlarında polisiye yazan türk romancıdır kendisi.
  9. **kar kokusu

    öldürdü beni sıkıntıdan.

    **kavim

    hmmm!!

    beni şaşırtmadı katilin kimliği,
    anlayacağın çikolatalı olmayan pasta gibi,
    pasta mı pasta
    ama çikolatalı değil.

    **sis ve gece

    sonunu güzel bağlamış.
    çok bilindik -yahut bana öyle geldi.
    ama bağlamış işte.

    **çıplak ayaklıydı gece / bir ses böler geceyi

    uffff!!/ iyi gibi

    ''ön rapor şudur benim için okuduklarımdan sonra;

    yazar o kadar çok kurup kurguluyor ki hiç bir kahramanın gerçek olabileceğine inanamıyor bir okur olarak rezzan
    şart mıdır? kahramanı ete kana bürümek
    tek oya sahip rezzan için evet.
    ama kızım adam onları renksiz kişiliksiz gölgeler olarak kime giydirsen yakışacak gibi tasarlamak istemiş olabilir.
    sorun bu zaten, o kadar tasarı ki kahramanları suret bile olamıyorlar geçtim aslını.
    o bir polisiye yazarı kızım!
    eee??
    okuyalım unutalım gitsin mi?
    bu mudur iddiası?
    belki de iddiası yoktur, rezzan'ın ne düşündüğünün umurunda olmaması gibi.
    ahmet ümit'in de ne yazdığı rezzan'ın umurunda değil.
    ama tabi yazılmışları okuyacak, belki şaşırtır bu polisiye yazarı rezzan'ı bir kitabında...''

    **beyoğlu rapsodisi

    ahmeett sana iyi bir haberim var,
    beyoğlu rapsodisini beğenebilirim gibi duruyor.
    1/3 okudum henüz ve hala sıkılmadım bu iyi bi'şi!!

    ahmet;
    gözüme çarptı aklıma takıldı;
    kadın kahramanları anlatışınla ilgili bir sorunum var.

    bitti beyoğlu rapsodisi.
    ne mi diyorum??

    sevmedim.
    aga ben genel olarak senin kalemini sevmedim.
    yalan yok okurken keyif almıyorum.

    **bab-ı esrar

    mistik başladın, eline yüzüne bulaştırmadan gerçeğe dökebilecek misin? du' bakalım.
    1/2 okundu.
    off ahmet ya!! off yaa!! -aklımda olan bu-

    bitti ve çok sıradan bir kitap.

    **kukla

    kitapta iyi gözlem diyebileceğim bir sayfa var.
    kadınlarla, kadınlıkla ilgili o kadar.
    gerisi artık bildiğin(m) kalem.
    yine sıkıcı ve enteresan olmaktan uzak.

    yorumlar yazarın kitaplarıyla/kalemiyle/yazarlığı ile ilgilidir.
  10. her ne kadar eserlerinin edebi derinliği yoğun olmasa da; akıcı dili, göndermeleri, betimlemeleri ve kurduğu olay örgüleri ile alanında başarılı kitaplara imza atan yazar. ayrıca kendisi antepli olup; kent kültürüne sunduğu katkıları ile de dikkat çekmektedir.