polisiye - gerilim - dedektiflik türü roman.

kitabı 2 yıl önce okumuştum ve bana pek etkileyici gelmemişti. betimlemelerin çok fazla ve gereksiz yere abartılması. gurney ' in iç dünyasında yaşadığı git geller, ikilemlerin her bölümde tekrardan işlenmesi. dedektifimizin olayları çok yavaş çözmesi ve olayların(kurgunun) bazı yerlerde eksik kalması, cinayetler sırasında bir çok kez vurgu yapılan sandalye olayının cevaplanmaması. hikayenin girişi size başta etkiliyor ve içine çekiyor ama ilerledikçe romandan soğutuyor.

ayakkabı izleri meselesine takıldım biraz, o uğraştırdı ama sayı olayını anlamlandıramadım.

*dedektifin karısını daha çok sevdim. dedektiften daha başarılı ve gerçekçi buldum. kendime daha yakın buldum sanırım, ondandır.

arka kapaktaki etkileyici yazıya kanıp aldık. zaman kaybı olmayan ama okunmasada pek birşey kaybetmeyeceğiniz kitaplardan.

!---- spoiler ----!

mark mellery, posta kutusuna bırakılmış imzasız bir mektup alır.
mektupta şöyle yazmaktadır: “aklından herhangi bir sayı tut -1 ila 1000 arasında herhangi bir sayı.” mellery öylesine 658 sayısını tutar. not şöyle devam etmektedir: “sırlarını nasıl bildiğimi göreceksin. küçük zarfı aç.”

“aldıklarını geri vereceksin

vermiş olduklarını aldığın zaman.

biliyorum ne düşündüğünü,

ne zaman uyuduğunu,

nereye gittiğini,

nereye gideceğini.

seninle bir randevumuz var,

bay 658."

!---- spoiler ----!